bugün

orospu

iki kez, bu kişilerin gerçek kimliğiyle dolaşanlarıyla karşılaştım kerhanede. her orospuyu kerhanede sandığım yıllarda. ilkinde, 18 yaşımdaydım. üniversite 1. sınıftım. arkadaşlarım, milli olmadığım için yaka-paça götürdüler beni kerhaneye. yaşım küçük. 1 hafta önce doğum günüm gerçekleşmiş. ergenim.
her yere girmeye yaşım tutuyor. gittik kerhaneye. kimliğime bakmadı bile kapıdaki polisler. geçtik içeri. renk renk odalar. renk renk insanlar. yaşlı kadınından tut da 20 lik kızlara varana kadar. et satılıyor içeride. ruh satılıyor. gururun ve insanlıkın vizitesi 30 milyon. aldılar beni ön sıralara doğru. birisini gördüm o an. ince belli, zayıfça bir kız. "git, konuş" dedi arkadaşlarım.
yaklaştım yanına. "abla" dedim. gerisi gelmedi. gülümsedi bu. sol yanağında bir çukur belirdi. gömüldüm oraya. bu gülmesine devam ederken, ben de güldüm. arada bir geri dönüp arkadaşlarıma baktığımda anladı galiba. onun içindir ki, "ilk kez mi?" diye sordu, kolumdan tutup da beni içeri çekerken.
girdik odasına. ellerim bacak aramda. yutkunmalarım arttığında, "adın ne delikanlı?" dedi. dudaklarım heyecandan biribirine yapıştığı an "siktir et" dedi. "ne önemi var."
ben sustukça başka şeylerden bahsediyordu. ben ise onun bu yere nasıl düşmüş olabileceğini tahmin ediyordum. kutsaldı. gökteki yıldız gibi. ay gibi. güneş gibi. tanrı gibi...
fakat, bir şekilde düşmüştü bu kerhaneye. bir anda olduğu yerde doğrulup, "hadi soyun" dedi. "fazla zamanımız yok." içimde pişmanlıklar. dilimde kifayetsiz kelimeler. zihnimde binlerce hayal kırıklığı.
soyundum. ayağımda çoraplarım ve baksırım kaldı. kendisi kapı eşiğine dayanmış, bana bakıyordu. ellerim önümdeydi. "geç" dedi, yaTAĞI GÖSTEREREK. GEÇTiM. SIRTÜSTÜ UZANDIM. GÖZLERiMi YUMDUM. iLK DEFA BU KADAR GÜZEL BiR VARLIK YANIMDAYDI. NASIL OLDU BiLMiYORUM AMA, BiR ANDA PiŞMAn OLDUM. "iSTEMiYORUM" DEDiM. ŞAŞIRDI KALDI. PARASINI SEHPANIN ÜZERiNE KOYUP DIŞARI ÇIKTIM. ARADAN GÜNLER GEçTi. aylar. yıllar...

bir daha gittim kerhaneye. orospuları kendi evlerinde görmeye. toplumun ve insanlığın safralarını görmeye. öyle etiketlemiştik her birini. sanki hepsi gönüllü düşmüştü kerhaneye. hepsi, bilerek sikişiyordu. hepsi, bilerek ruhunu siktiriyordu!!!
yaşlı bir orospuyla geçtik odasına. yaşım ilerlemişti. hayat acemisi değildim. hep ben konuştum bu kez. o dinledi. vizitesinin on katını verdim. "ilişki yok" dedim. "bir oyun oynayacağız seninle. sen soracaksın ben cevaplayacağım. ben soracağım sen."
anlayamadı nedenimi. ki söylemedim de.
sol elimdeki sigaramdan derin nefesler çekip de küllüğe koyduğumda sordum:

"orospu?"

cevap verdi:

"her yerde. gökte tanrı. cehennemde şeytan. ilişkide sevgili. işte ortak. evde baba. okulda hoca. her yerde..."

sustum. sigaramı küllükten aldığımda o sordu:

"namus?"

cevap verdim kendimce:

"dikilebilen kızlık zarıyla ölçelebilen bir kavram oldu artık."

sustuk epeyce bir süre. konuşacak bir şey bulamadık. ödediğim bedelin karşılığını almıştım bu suskunluklarda. ellerimi cebime sokup, sokaklarda gezdim. ilişkiler yaşadım. tanrı'ya taptım. şeytan'dan korktum. okulda hocalarımla tartıştım. evde babamla konuştum.
kırılamadım kimseye. kimseye gücenmedim. o orospunun sözleri zihnimdeydi hep. o orospunun sözleri...