bugün

horon

Horonun özelliğini oluşturan tüm vücudu titretme,silkinme giderek hızlanıp durulma figürleri nedeniyle denizi yada denizden tutulmuş balığın çırpınışlarını simgelediği çne sürülür.Yöre hakının yaşamında önemli bir yeri olan denizin ve balığın oyunun oluşumunda etkili olduğu bir çok araştırmacı tarafından kabul edilen bir görüştür.
Genelde en az iki en çok sekiz kişiyle oynanır.iki kişiyle oynanan oyunlar daha çok özel bceri gerektiren oyunlardır (bıçak ve kılıç horonları) .Günümüzde sekiz kişiden daha çok kişiyle oynandığıda görülmektedir.Yalnız erkekler tarafından (deli horon) yada kadınlar tarafından oynanan ( kız horonu ) yada kadın erkek birlikte oynanan oyunlar vardır.
Horonun kendine özgü uyarı sözcükleri vardır.Oyun sırasında horonbaşı, öteki oyuncularıgenellikle bu sözcükl-erle yönetir ha uşak ha, taktum, üç yap, yaylan, ule ule hop, tik oyna tik, hop hop v.b gibi sözler oyunun yönetimine katkıda bulunduğu gibi horonada ayrı bir özellik ve canlılık katar. Horon sıra veya halka biçiminde oynanabilir. Horonların belli bir sırası vardır.Oynanırken, özellikle gelenekselliğini koruyan yörelerde horon faslı denilen bir dizilişe uyulur.Horonlara Trabzon ve ilçelerinde kemençe eşlik eder Artvin, Hemşin, Gümüşhane ve çevresinde ise horonlara tulum eşlik eder.Kemençe eşliğinde oynanan horonlarda genelde ritm çalgısı kullanılmaz. Ayaklar yere vurularak ritm sağlanır. Horonlarda titreme, ani diz kırma, sağa sola açılma omuzların titretilmesi, öne eğilme, elleri aşağıya indirme ,yukarı kaldırma , tepinme, çömelerek ayak fırlatma ve yürüme, ayakların yeri dövmesi başlıca devinimlerdir.Bunların hızlı gerçekleştirilmesi için kural olarak omuzdan kavranan diziler kurulmaz, oyuncular birbirinin ellerinden yada parmaklarından tutar.