fransızca'dan dilimize giren bir kelimedir mikrop. eğer akşemseddin'e sahip çıksaydık, pasteur falan hikaye olacaktı. dilimize de mikrop girmeyecekti.
bu yabancı kelimeler, bazen "serum" vazifesi görse de, iyileştikten sonra bedenin yabancı maddeleri dışarıya atması gibi, kendiliğinden dışarı atılacaktı. bunu en çok isteyenler, başta ömer seyfettin, ziya gökalp gibi milli edebiyat akımı şairleri ve yazarları ve tdk'yı kuran büyük önder mustafa kemal atatürk'tü. fakat onlardan sonra geride kala kala elimize bir tek bilgisayarımız kaldı.