bugün

güneşin kızları

Flashbackleriyle, yer yer gizemli olaylarıyla izlettiren ama bazı yerleriyle ergen havasından kurtulamayan dizi.

Spoiler diyeceğim ama adetten:

-spoiler-

- Melisa denen pis kızın (mecazen değil gerçekten pis, yüzüne sürdükleri fondötenden midir nedir cildi pis pis, yağlı yağlı duruyor) neden kimi kimsesinin olmadığını anlamıyorum. Tamam anne yok anladım, ama bir baba figürü koymuşlar oraya ki sanırsın iskele babası. Kızı kötürüm kalmış ama kızın yanında sadece savaş duruyor, arada da abisi olacak zibidi. Melisa'nın ilk ortaya çıktığı zamanlarda da bi s.k yapmadıydı kızına, sanırsın kız tatile gitti geldi. Birkaç defa sahnesi olan bir adam için fazla yazdım evet ama durum abzürt napayım.
- Bu geceki * bölümde savaş belki de görüp görülebilecek en kötü sarhoş taklidini yaptı. Sen hep öyle dur, kısık kısık bak savaş, öylesi daha iyi.
- Sevilay'ın iyice tırlattığını görmekten tuhaf bir şekilde zevk alıyorum. Ayrıca haluk'un odasına kimse yokken girip yatağına yattığı, yastığı kokladığı, koklamakla da kalmayıp sevişir gibi yaptığı deli manyak hareketler neydi la öyle. Ne haluk'muş amk.
- Peri'yi tenzih ediyorum, şu ikizlerin zerre okula gitmeyip zerre ders çalışmaması bana hiç çalışmadan tıp bitiren kavak yelleri aslı'yı hatırlattı. Güneş de nasıl anaysa artık, "hadi ablanızı yalnız bırakmayın" diyip kızlarını sürekli gezmeye tozmaya itekliyo. O sebeple bunlardan da ileride bir tıpçı, bir hukukçu çıkarsa şaşırmayın.
- Dizideki en pislik adamın haluk olması gerekirken, kesinlikle en sevdiğim, en sempatik karakter kendisi. Halbuki adamın ne tecavüzü kalmış ne adam öldürmesi, her bir halta bulaşmış afedersin ama yarı deli olduğundan mıdır, küçüklüğünde yaşadığı şeylerden midir nedir, adamın yüzünde herkesten masum bir ifade var. Ne bileyim bu adam deli de psikopat da olsa bırakılmaz be. Güneş sana diyom. Feminikliğin alemi yok.

-spoiler-