baba ve piç

entry131 galeri
    53.
  1. esasen bu romana ermeni soykırımını savunuyor türklüğe hakaret ediyor demek yanlış olur. elif şafakın baktığı pencere tv de izlediğim bir söyleşisine dayanıyor orada şöyle demişti: bu topraklar üzerinde zamanında türk ermeni rum arap vs vs kardeşçe ve birbirlerinin kültürüne katkıda bulunarak yaşıyordu. şimdi bu zenginliği bu kozmopolitliği elimizden aldılar. ama tam da bu noktada kitapta bu mesajı çok havada ve muğlak kalmış. aram ın bir kaç konuşması dışında bu kozmopolit yapıya duyulan özlem kimsenin birbirine kin beslemediği çağ pekte iyi yansıtılamamış. şahsi fikrim kitap bir kadın kitabı. hatta ezilen kadının kitabıdır. kitapta tek düzgün adam yoktur (aram ı saymazsak). mustafa nın hali pür melali zaten ortadadır. armanuşun babası ailesine sıkısıkıya bağlı kabuğunu kırmak isteyen ama ne acıdır ki diaspora içinde yitip giden cesaretsiz basiretsiz bir adamdır. alkolik karikaturist, asiri milliyetci filmlerin gayri milliyetci yonetmeni, yeteneksiz sair tam da bu noktada söz ettiğim konun açık örnekleridir. hepsi bir şeylerden yoksun, eksik, silik başarısız tiplerdir. ama kadınlar; armanuş kitap kurdu zeki ve bu özellikleri yüzünden erkeklerle ilişkilerinde başarısız bir genç kadın ama bu başarısızlık yalnızca okuyucunun gözündedir. armanus cakmakciyan bu halinden gayet memnun hatta kişisel bağımsızlığına ve köklerini bulmaya hiç bilmediği ülkelere gidecek kadar cesur ve kendini gerçekleştirmiş biridir. mustafa ise aynı şehirde silinip giden bir silüet gibi iğreti durur kitapta armanuşun aksine. asya kazanci nihilist manifesto oluşturan ve hayat üzerine akranlarından fazla söyleyecek sözü olan hayatı irdeleyen ve yaşından beklenmeyecek derecede olgun ve bir feylosof tadındadır. zeliha kazancı


    --spoiler--
    abisinin tecavüzüne uğramasına rağmen
    --spoiler--



    hayata karşı direnen güçlü ayakları yere sağlam basan kendi duygularından ve düşüncelerinden asla taviz vermeyen, kimseye papuç bırakmayan, azimli azimli olduğu kadar isyankar, hiçbir şeyi sorgulamadan kabul etmeyen bir kadın. kitaptaki diğer kadınlarda hemen hemen bu çizgiye yakın gitmektedir. mesela rose

    --spoiler--
    mustafa ile evlenmiştir inat uğruna
    --spoiler--



    şişman olmasına rağmen kendini olduğu gibi kabul edebilme erdemine sahiptir. kocası barsam cakmakciyan ise yeniden evlenemeyecek kadar kendine güvensiz bir adamdır. kitaptaki dominant kadın karakterlerin hemen hepsi güçlü kadınlardır. elif şafak ezilen kadının(fiziksel güçle tabi ki) trajedisinden dem vurmuş ve feminist tiradlarla bezemiştir bu kitabını. evet bu açıdan başarılıdır. uzun uzun giriştiği karakter tahlileri ve bitmeyen ruh betimlemelerini ne yazık ki kitabın sonuna saklayamıştır. asya kazancı nın babasının kim olduğunu öğrendiğinde içine düştüğü ruh hali bize hiç yansımamıştır. keza zeliha kazancı nın aynı durumdaki hissiyatı. armanuş çakmakciyan ın köklerine yaptığı yolculuk nasıl bir sonla bitmiştir muğlak kalmıştır. burda şu savunma mekanizması devreye girecektir; yazar bunu okuyucunun tahayyülüne bırakmıştır. halbuki okuyucunun tahayyülüne bırakılacak yegane konu türk-ermeni çatışmasıdır. bu kozmopolit toplumun nasıl olupta dinamitlendiğidir. okuyucunun bunu sorgulaması bunu araştırması beklenmeliydi. tüm olumsuzluklarına rağmen elif şafak ın bit palas tan sonra ivme kaybetmeye başladığı araf romanından sonra biraz kendini ve uslubunu toparlamış diyebiliriz. eski romanlarının tadı yine de yok
    13 ...