bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

senin için hayatımı verdim lan hayatımı. lisemin 4 yılını verdim. senin için kız arkadaşlarımın hepsiyle küstüm. hala konuşmuyorum. kaç tane orospu çocuğyla kavga ettim senin etrafında dolandığı için. saçımın önleri beyazladı 17 yaşındayken daha. 17 bak on yedi yaşında beyazlar mı lan bi insanın saçı. senin yüzünden bu hayatta dinlemiyceğim şarkıları dinliyorum, sigara içiyorum hayvan gibi. içki içemiyorum param yok. olsa rakıyı gömerdim şimdi. sana şiirler yazdım. sana hediyeler aldım. memlekete kargonu gönderdim. ordan burdan borç alarak ödedim hesapları. sen elimi tutardın yürürken ben bırakırdım korkardım hoca görücek diye. sonra derdim ki sana lise bitince bu uzun koridolarda, bu kocaman bahçede, bu koca semtte rahat rahat gezicez. sen de kızardın görsünler diye. müdür, matçı f.ç. hala her gördüğünde soruyo seni hala beraber misiniz diye. sana da bana da. lise 3 te miydi lise 2 de miydi hatırlıyo musun yine saçma sapan bi nedenden dolayı kavga ediyoduk. ben o gün okulda 2 kez kustum ağrıdan duramıyodum senin için. senin yüzünü görebilmek için beklemiştim sen de bana çıkışta hemen gittiğim için bağırıyodun. salmamıştın. ben hastayım diye kaçmıştım. ben lise hayatımda babama sadece bi kere beni al dedim. o da yolun yarısını katettikten sonra daha fazla dayanamıycağımı anlayınca çağırmıştım işte o gün. doktor bana ''sen nasıl ayakta durabiliyosun, duramaman lazı'' demişti, babam hemen yer vermişti bana. babam yer verince gözlerim doldu babama orası ayrı hikaye. ben biliyodum ki senin aşkınla ayakta duruyodum. çünkü yaşama sebebim sendin. okula gelme nedenim. günde 1 saat yol çekme nedim. sabah uyanma sebebim. sana hiç kimseye göstermediğim günlüklerimi getirmiştim, orda bana eski sevgililierimin adını karalatmıştın. umrumda değildi. çünkü seninle evlenicektim. biliyo musun, senin en sevdiğim halin en doğal olanıydı. gün içindeki süslenmiş giyimli halin değil, ev halin yeni uyanmış doğal halin. seni öyle görünce hele yüzünde ufak bi gülümseme varsa hayat bana bayramdı, dünya bana cennetti. iyi bir eş insanın dünyadaki cennetidir derler ya işte benim karım benim cennetim sendin. seni ruhum üflendiği günden ebediyete kadar sevicektim. ahirette de burda da. evlilik planları yaptık. evde bana yemek yaptığını düşledim. her gece ve her gündüz sen vardın aklımda. 1 an bile çıkmadın. sana sürpriz yapmıyorum güzel kelimeler söylemediğim için bana kızıyodun hep. bu yüzden kaç kere kavga ettik. sen benim neden sustuğumu nerden bilecektin ki? ben geleceğe saklıyordum hepsini. sana meleğim demek için 2 yıl vardı. evlenince bebeğim diycektim. evlenme teklifi ederken efulim diycektim. sana balım demek için çiçeğim demek için gün sayıyodum ben. senin için yapmadığım fedakarlık varsa yapmadın de, yapmadın de de haksız olcağım bi sebep çıksın. bana okulda o çamın altında çok güzel bi şey demiştin, ''seni bana allah ya büyük bi ödül verdi bana vererek, ya da seni elimden alıcak beni cezalandırıcak'' demiştin. inceden bi yağmur yağıyordu.gözümden yaş gelmişti. ben tabi saklamaya çalışmıştım her zamanki gibi. ama şunu anladım. o cümleyi benim söylemem lazımmış. çünkü sen benden alınarak cezalandırıldım. kalbinden sökerek dünyadaki en büyük cezayı verdin. bi keresin lise 2 de bana ayrıldık demiştik. o zaman 1buçuk yıllıktık o zaman. bana ayrıldık demiştin. o cümleden sonra hayatım siyah beyaz dı. hayatımdaki tüm renkler gitmişti. bu da mecaz değil %100 gerçek. sevince tüm yalan dolan dediklerimin gerçek olduğunu gördüm zaten. başıma gelmez dediğim şeyler. seninle neyi yapmadık söylesene, neyin eksikti, neyimiz eksikti? konsere de gidiyoduk, liseden kaçıp boş boş gezdik de, kahvaltımızı da yapıyoduk, nargilemizi de içiyoduk, bara gidip beraber içkimizi de içiyoduk. sben unutmuştum yıldönümümüzü doğru değildi ama arada ben de hata yapabilirim di mi insanım. apartman altlarında senin ygs kitabına hikayemizi yazıp vermedim mi? 9dayken galiba 2 üst dönem kızla sana hediye yollamadım mı? bunları tabiki suratına söyleyemem. yaptığım şeyleri gelip de yüzüne söylemedim bugüne kadar bundan sonra da söylemem. söyleyemem. söylemeye kalksam süre yeter mi hepsi aklıma gelebilir mi bilemem. sana ilk aşık olduğumu nasıl itiraf ettiğimi hatırlıyo musun sevgilim. o zaman dokunmatiğim yok tabi, nokia xpressmusic mavi renk. rakamlarla kodlamıştım sana aşık oldum diye. çok zekiyim sanki * aşkım benim tabi anladın hemen. şarkılarımıza ne olucak. ah çikolataya zakkuma. ferhat göçer ayrılsak bize, o rus klibi vardı yaklibini izliyoduk ona, emre altuğa üzüm ezen kızların olduğu klibe, 4 yıldaki diğer tüm şarkılar... seninle beraber deniz kenarında yeşillik bi yerde kadehlerimizi tokuşturup rakı içicektik. sonra birbirimize sarılıp uyuyacaktık ay ışığında, meslektaş olucaktık seneler sonra. beraber eş tahininden yararlanıcaktık. her şeyi yapardık be sevdiğim. sana ayzdığım mektupları gözüne kırpmadan yırttın biliyorum. gecelerce uğraştığım. seni yaratan allaha kurban olurum ben. diye saatlerce kışın ortasında sen şu an gecenin 3 ünde başka biriyle konuşuyosun. ben en son seninle küstüğümüzden beri girmedim. skype ı senin için indirmiştim zaten. senin için hesap açtım görüşürüz diye. ama sen şu an başkasıyla konuşuyosun. lan var ya çok koyuyo. insanın hiç kalbi gerçekten acır mı? 18 yaşında bi insanın. mecaz değil he hissediyorum kalbimdeki sancıyı. bi tane eski msn resmi vardı ya kız çocuğun kalbini söküp gidiyo hani kanıyo çocuk, o benim işte lan nası kanıyo var ya, gözyaşlarım buharlaşıyo yere düşemeden. keşke hiç çıkmasaydın karşıma. keşke hiç doğmasaydın. keşke erkek olarak doğsaydın. senin yaşaman bana acı veriyo. o kavga ettiğim orospu çocuklarıyla geziniyo olman, az önce hayatımda biri var diye mesaj atman. yukarıya ne yazdım bilmiyorum hatırlamıyorum. seni başkasıyla görmeye nasıl katlanayım ben he? nasıl? başka biriyle sevgili olmana nasıl katalanayım? sen bana aittin ben sana. başkasına bana güldüğün gibi neşe saçan kahkahanla sevgilim mi diyceksin? nasıl öldürmeyeyim ben şimdi seni ve o sevgilim dediğin lavuğu. o orospuçocuklarıyla gezip fotoraf çektirmene nasıl katlanayım lan. defol git gözümün önünden. uzaklara git. okuduğun şehirden memelketinden gelme buraya. benim şehrime gelme. instagramda etiketlenme fotoraf atma. gevşek yavşakları takıp etme. ne bok var lan o yavşaklarda. ben yavşak değilim diye mi kaybettim? delikanlıyız diye mi kaybediyoruz? ne diyeyim ki hayata mı küfretsem? intihar mı etsem? ne yapsam ulan. acı acı acı... kalbimi söktün attın. sıçarım lan böyle işe. nasıl unutucam ben seni? ben seni ölene kadar unutamıycağımı biliyorum. ilerde evlensem de 80 yaşına gelsem de seni unutamıycam. hafızamı kaybetsem de, kalbimi kaybedene -ölene- kadar benimle yaşıcaksın. sol yanımda. şah damarımda. ellerine dokunamıycam saçlarını koklayamıycam şaka yapamıycam dünyalar güszeli neşe saçan gülüşünü duyamıycam bidaha gül yüzünü göremiycem. anlatsan 3 roman 5 film çıkacak bizim efsanevi aşkımızı bizden başka ya da benden başka kimse bilmiycek. ben içmeyeyim kim içsin. şimdi bunu okumıycaksın biliyorum. şu an büyük ihtimal lavuk orospuçocuğula skyptan ya da watsaptan konuşuyosun. gelecekte diyemiyceğim geleceğe sakladıklarımı burdan söyleyeyim. sana uzaktan evlenme teklifi ederken evlenirken uzaktan bakarken söylerim ben. 10 yıl sonra yine söylerim sana, sen duymazsın belki ama ben söylerim.
belki bi tek ben duyarım ben bilirim ama söylerim.

seni gördüğüm ilk andan beri seviyorum balım.
ama seni çok seviyorum meleğim.
seni ölene kadar sevicem efulim.
kendine iyi bak bebeğim.
beni düşünme çiçeğim, su akar yolunu bulur.

hayatımın anlamı, dünyam benim neşe kaynağım benim.

işte ben bu yazıyı sana yazdım.