bugün

sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gün

bir söz vardır bununla ilgili, leyla ile mecnun izleyenler bilir. ''bir iken iki oluyorsun onunla birlikte, o gidince tek kalman gerekir ya, kalmıyorsun işte yarım kalıyorsun.''

çok severken, terk edilen tarafsanız; ilk günlerde hep aynı soruyu sorarsınız kendinize = neden?

bu soru kemirir sizi, yarım kalmışken hiç' e dönersiniz.
iki seçenek vardır önünüzde ama siz hep size acı verecek seçeneği seçersiniz, çünkü bir kere yıkmıştır sizi, egonuzu, kendine güveninizi.

sonra kendi kendinize düşünürsünüz. ulan ben neden o gidince yarım kaldım? hiçbir zaman tam olamadım mı? işte burada gizlidir cevap. sizden yarımınızı başka bir değişle sol yanınızı alıp gitmiştir giden. eğer eksik kaldığınız şeyleri onunla doldurduysanız bugüne kadar, hayatınızın sonuna kadar eksik kalma duygusu hissedersiniz. ah şu kalp, o kadar aptal ki. önce kendini sevmeli insan, kalbine söz geçirmeli. ama olmuyor dostlar, hayat kuruyor bir zindan ve içine atıyor sizi.

sevmeyin demeyeceğim, çünkü çok güzel seviyor insan sevince.

ama biraz da kendinizi sevin, hiç etmeyin hayatınızı bir hiç uğruna.

ne demiş cemal süreyya '' üzülme değmez lafını duymaktan çok sıkıldım, değmeyenlere zaten üzülmem; üzüldüğüm şey, değmeyenlere yüreğimin değmiş olması.''