bugün

iş hayatı

insanı, kendisinin insan olduğunu hissettiren her türlü eylemden uzak tutan bok çukuru.

iş hayatıymış. hayatını s.keyim. her sabah alarmın çalmasıyla küfür kıyamet uyanıp, 'ölüyorum' dese eskaza şifa olur diye suratına bile tükürülmeyecek zevatla günün 8-9 saati bir arada bulunmak zorunda olan bir insan hangi hayatı ne kadar yaşıyor olabilir ki?

işe girdiğimden beri her sabah sigara içerken gökyüzüne bakıp, karşılığında maaş vermeseler yapmayı aklımın ucundan bile geçirmeyeceğim saçma salak işleri ne için yaptığımı soruyorum kendime. cevap da sorunun içinde ayın on dördü gibi belli ediyo kendini tabi. olm tümdengeliyorum lan her sabah, maddiyatın gerekliliğinden bir giriyorum, varoluşa kadar gidiyorum. hayatı sorguluyorum resmen. üzerine beyaz bir çaput sarıp bütün gün işsiz güçsüz sinir stres yaşamadan gezen antik yunan filozofları tabi söyler bir sürü özlü söz. adamın düşünmeye vakti var, benim gibi 10 dk'ya sığdırmıyo ki düşünmeyi adam. bu bile büyük lüks. bende beyaz çaput yok, takım elbise var ama kafayı toplamak için 10+1 dakikam yok. ee, hani iş hayatı daha iyi yaşam şartları sağlamak için gerekliydi? hangimiz daha iyi yaşıyoruz?

maddiyatın getirdiklerine de karşı değilim gerçi ama kabaca 25-60 yaş arasını baz alarak konuştuğumuzda bir kere gelinebilen şu dünyada efektif olarak geçirilebilecek hepi topu 30-35 senemiz varken, çalışmanın, iş yaşamının, kariyerin falan bu kadar yüceltilmesini anlayabilmem mümkün değil. gezilecek görülecek onca yer, dinlenecek zirilyon tane şarkı, yaşanabilecek zibilyon tane tecrübe varken sen tutmuş bana "haftasonu çalışmıyosun, daha ne istiyosun, günde 346978 saat çalışan insanlar var" diyosun. tamam ben halime şükrederim de, anlatmaya çalıştığım şey o değil, sen beni anlamamışsın.

neyse.

tanım: adama 30 sene boyunca her gün her saat her dakika emeklilik hayalleri kurdurmaya devam edecek gibi duran bişey.