kitabın beğendiğim kısmı ilk bölümü olmuştur.
hatta marmaraya doğru sürüklenirken "aha yazık oldu" diyerek kendimi bir an onun yerine koydum. zaten diğer iki bölümün şahsımca ilk bölüm kadar sevilmemesinin sebebi de benim kitaplarda bulunan karakterleri ve olayları film şeridi gibi sayfalarda resmetmemden geliyor.
kitabın ikinci bölümünde celud'un maslahatı şöyle şükela böyle şükela diye diye zamanının brazzers'taki kel adamı olduğunu düşündürmüştür ancak bunun saçları var.
kitabın üçüncü bölümünde ise zavallı üzeyir'in kafasında döllenmesi gereken kısmın tasviri "hadi az kaldı* bitecek" dememi sağladı. o nasıl bir duygu / düşünce...