atalarımız ''iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır'' diye bugünler için söylemiş. ama nerde o ''ata'' hayranı bahçeli'deki samimiyet. söyleyin ona güldürmesin beni. *
viski içenlerden bahseden bahçeli, kıbrıs'taki casino ve kumarhaneler başta olmak üzere; her türden illegal bağlantılarla içli-dışlı olan; gasp, darp, arazi mafyalığı, değnekçilik, otopark mafyalığı, grev kırıcılığı (grev kırıcılığı genellikle faşist türk metal-iş tarafından "profesyonel' bir biçimde icra edilir), tahsilat, ihale fesatçılığı vb. pis işlerle uğraşan "ülkücü mafya"dan haberdar değil mi? ya da üzerinde "made in usa" damgası bulunan tnt'ler ile solcuların ve ilerici güçlerin katledilmesinden? kontrgerilla -mafya-devlet sarmalı ile pislik öbeği haline gelmiş, kokuşmuş, çürümüş ilişki yumağını unutuyor mu? "ülkü ocağı" kadrolarının çoğunun lümpen tortular içinden gelmesi; köşe dönmeci-mafyoz ve kriminal anlayışın, barbarlığın ve olağanlaşan şiddettin, ülkücülüğün "şiarı" olması için yeterli neden değil mi? oral çelik, abdullah çatlı, haluk kırcı, nasibullah türker, bekir çelenk, kemal horzum vb. isimler 'ülkü devleri' değil miydi? anımsatmakta yarar var; 1972 yılında, mhp'nin senato'daki tek temsilcisi olan kudret bayhan, italya-fransa sınırında 145 kg baz-morfin ile yakalanmıştır.
***ve unutmadan; sürekli "asker-polis ve devlet görevlilerinin şehit edilmesi" demagojisi yapan ve tamamen bu çizgi üzerinden şekillenen bir politik eksene sarılan mhp'nin, bu durumla "çelişen" bir biçimde son genel seçimlerde ankara milletvekili adayı, yurtsever savcı doğan öz'ün katili olan ve askeri mahkeme tarafından dört kez idama mahkum edilmesine rağmen, "devlette kaydı olduğu gerekçesiyle" serbest bırakılan ibrahim çiftçi olmuştur. "şeref" dersi vermeye çalışanların, kendi geçmişlerine bakmalarını öneririz.