"... Evde kimse yoktu; kapıyı anahtarımla açtım, girdim ve her zamanki adetimle alt
kat sofada epeyce durarak, hareketsiz etrafıma bakındım.
Bu sofa yaşlı bir insan yüzü gibidir: Evimizin bütün ruhu, kederleri ve neşesi
orada görünür, her günün hadiseleri tavana, duvarlara, döşemeye bir leke, bir
çizgi, bir buruşuk ve bazan da ancak bizim görebileceğimiz gizli bir işaret
ilave eder. Bu sofa canlıdır: bizimle beraber kımıldar, değişir, bizimle
beraber dağılır, toplanır, bizimle beraber uyur uyanır; bu sofa aramızda sanki üçüncü bir simadır ve güldüğü, ağladığı bile olur.
Bu sofa dört köşedir: ortada sokak kapısı, iki yanında birer pencere. pencerenin yanında bir ot minderi. minderin yanında yemek masası. masanın yanında iki sandalye. bu sofada oturulur, yemek yenir, misafir kabul edilir.
benim her girişimde, orada, hareketsiz duruşum, beni bana gösteren bu çehreye bakmak içindir.
ve baktım: minderde üst üste konmuş iki yastık.
(demek annem biraz rahatsızlanmış ve buraya uzanmış.)
masanın yanında rafın önüne çekilmiş bir sandalye. (demek annem en üst raftan bir ilaç şişesi almış). ha... işte masanın üstünde bir şişe: kordiyal.
(demek annem bir fenalık geçirmiş.)
minderin üstünde ıslak, buruşuk bir mendil. (demek annem ağlamış.)
benim de bu şişeye, iki yastığa ve bir mendile ihtiyacım var, ben de kordiyal alacağım, uzanacağım ve ağlayacağım."
sadece isim olarak ün yapmış ama yeteri kadar içeriği incelenmemiş kusursuz bir peyami safa eseridir. gerçekten mükemmeldir.