beslenmesi gerçekten zor bir hayvandır. kolay diyenler bu hayvanlara leş gibi sularda ve minicik kaplarda bakan insanlardır.
ve beslenmesi için olmazsa olmaz malzemeler şunlardır..
bunları kapluşlarınızın yavru olduğunu düşünerek yazıyorum;
geniş ve derin bir paludaryum. kaplumbağa başına en az 15 litre su düşmeli - rahat yüzmeleri ve dalmaları için -
bu paludaryum içerisine çıkıp kuruyabilecekleri sağlam bir kuru alan. ( kapluşlar üzerinde tepinirken çöken bir kuru alana kaplumbağaların bir daha çıkması psikolojik olarak zor oluyor.)
sonrasında ise en önemli gereksinim büyük bir su filtresidir. filtrelerin üzerinde debisi yazar. yani saatte temizlediği su miktarı. ama bu miktar balıklı bir akvaryum içindir. ve bir kaplumbağa, akvaryumunu bir balık "sürüsünden" 5 kat daha fazla kirletir. o yüzden 50 litrelik bir paludaryuma en az 200 litre temizlik kapasitesi olan bir iç filtre ve ya ilerisi de düşünülerek güçlü bir dış filtre alınmalıdır.
sonraki ihtiyaç ise su ısıtıcısıdır. paludaryumda sıcaklık 22 derecenin altına düştüğü anda hayvanlar kış uykusuna yatma eğilimi göstermektedir. yazın ihtiyaç olmasa bile kışın mutlaka bir ısıtıcı bulundurulmalı ve su 27-28 dereceye sabitlenmelidir.
bununla birlikte ikinci gereksinim de kuru alan ısıtıcısıdır. bunu 20 wattlık bir ampül taktığınız bir masa lambasını kuru alana yönlendirerek sağlayabilirsiniz. ama lamba mutlaka sağlam bir şekilde sabitlenmeli. sarsılıp kuru alana düştüğü anda büyük zararlar doğabilir. bu ısıtımın sebebi ise kaplumbağaların sudan çıktıktan sonra yine sıcak bir ortamda kuruma imkanının sağlanmasıdır.
şimdi gelelim filtre ile iligli cümledeki "ilerisi düşünülerek" terimine. evet kaplumbağalar için oluşturulan yaşam alanı ilerisi düşünülerek oluşturulmalıdır. çünkü bu hayvanlar iyi bakımla 6 ay-1 sene gibi bir süre zarfında 10 santim uzunluğa ulaşabiliyorlar. bu hayvanların 10 -15 sene ortalama ömürde yaşadıklarını düşünürsek 50x50x30 boyutlarında bir akvaryum 2 küçük kaplumbağaya yetip de artarken 1 sene sonunda yetmeyecektir.
ve sanılanın aksine kaplumbağa bakımı gerçekten özen isteyen bir olaydır. ve ufak bir hata onları sizden ayırabilir. ama bilinçli ve techizatları düzgün bir ortamda bakılırsa gerçekten çok iyi dostlarınız olur. sizi göründe kaçacak delik arayan hayvanlarınız bir kaç ay sonunda suya ellerini vurarak yem istemeye, siz odaya girdiğinizde sevincinden delirmesine ve dünyanın en güzel olayı belki de budur ki; sizin elinizden yem yemeye başlıyorlar..
bu hayvanların açlığa 1 hafta dayanabiliyor olması onların bakımının kolay olduğu anlamına gelmez hiçbir zaman..
ve son olarak da kaplumbağa sahibi olmaya karar verirken mutlaka mutlaka bir kaç sene sonra boylarının 10 santimi geçeceğini bilerek ve onun boyutlarına uygun yaşam alanını sağlayıp sağlayamayacağınızı düşünerek ve hatta hesaplayarak alınız.
gözünü para hırsı bürümüş üçkağıtçı petshopçuların gazıyla parmak kadar kaplumbağayı; yine petshopçunun "abi süperdir" diyerek 15 liraya kakaladığı ufak plastik fanuslarda bakmak o hayvanlara işkence etmekten başka birşey değildir.
bununla birlikte insanlar büyüyüp 15 santim boyunu aşan kapluşlarını "artık bakamıyoruz" diyerek göl ve dere kenarlarına bırakıyor. fakat bu kırmızı yanaklı su kaplumbağalarının -petsoplarlarda en çok satılanlar bunlardır- memleketi türkiye değildir. mexica ve missisippi kıyılarında yetişir. daha doğrusu güney yarım küre ve tropikal iklimler demek daha doğru olur. bu sebeple büyüyüp de türkiyede nehir ve göl kıyılarına bırakılan kaplumbağalar hem ölüme mahkum edilmekte, yaşayanlar ise bu gidişat devam ederse, avcılık yönünün gelişmiş olması sebebiyle türkiye göl ve nehirlerindeki ekolojik ve doğal dengeyi bozacaklardır.