bugün

sadece bir tane eski sevgilisi olan insan

belli bir yaşın üstündeki birinden bahsediyorsak çok da mutlu bir ilişki içinde olduğunu düşünmek zor. insan bu hayatta her şeyi yaşadıkça öğreniyor. duyduklarıyla, izledikleriyle değil yaşayıp sindirdikleriyle büyüyor. üstadın dediği gibi her aşk bir önceki aşktan yapılıyor.

insanın algıları, hayata bakışı ne kadar özgür ve açık olsa bile hayatımıza giren her kadından/adamdan öğrendiğimiz bir şey var. hepsi çimentomuza bir şeyler katıyor mutlaka. o çimentoyu doğru karmak, doğru kullanmak elbette kalitemizle ilgili ama malzeme de, içine başkalarının kattıkları da çok değerli.
duyguların, tutkunun, aşık olmanın ustalığı olmaz , onu söylemiyorum. aşık olunca acemileşir, eli ayağına karışır insanın. ama mutlu olmak, bir ilişkiyi yürütmek ya da güzel bitirmek öğrenilebilen bir şey. on yıl önceki gibi bakmıyorum ilişkilere hala aynı adam olsam bile. on yıl önce önemsediğim şeyler bugün gereksiz gelebiliyor.

eskiden ilişkilerimde karşımdaki insanı beğenip hoşlanmam, onu istemem ve karşılık bulmam yeterliydi. damak zevkim gelişmemişti sanırım. bugün konuşabildiğim birini, beğendiğim birinden daha çok önemsiyorum. on yıl önceki gibi değil bir sohbetten beklediklerim. on yıl önceki gibi değil kadınlarımı öpüşüm. on yıl önceki gibi dokunmuyorum kadınların ruhlarına, tenlerine. daha kuytuya, daha derine, daha fazla mutluluk ve haz verene odaklıyım. beklentilerim de aynı değil. güzellik yetmiyor artık bana. doyurucu başka şeyler de istiyorum. yapaylığa, klişe kaprislere tahammülüm yok artık. doğuştan şımarık değil yanımda şımarabilen kadınları arıyor ruhum. bana muhtaç değil , kendi başına bir dünya olan ama her şeyiyle sorunlarını bana teslim edebilecek kadınlara tutkun yüreğim.