son gelişmeler nedeniyle kafalarda oluşan bazı haklı soru işaretlerini cevaplamak lazım sanıyorum.
"sözlük yönetimine haksız itham" gibi biraz muğlak bir gerekçeyle bazı yazarların uçurulması eleştirildi. gerçekten de yanlış anlaşılmaya müsait bir gerekçe oldu, "sözlük yönetimine hukuka aykırı itham" olarak düzeltildi. gerçi ‘hukuka aykırı itham’ dahi gerekçeyi tam karşılayamıyor olabilir. bilindiği üzere ‘kel’ demek bile hukuka aykırı olabiliyor fakat sözlük yönetimi olarak konu kendimiz olunca bu hukuk sınırlarını mümkün olan son noktaya kadar zorlamaktayız. normal şartlarda sözlük veya yönetimi hakkındaki ithamlara müdahale edilmesi gibi bir şey hiçbir zaman olmadı. aslı astarı olmayan, hakarete kadar varan bir dolu itham debe'ye dahi girdi. buna en yakın örnek sanırım debe listesine müdahale edildiği iddiaları. biz debe’ye müdahale etmediğimizi biliyoruz, bu itham haksız, algı operasyonu yaptığımız iddiasını desteklediği için hukuka da aykırı, fakat kimseyi bu iddiaları sebebiyle uçurmadık. ayrıca bugüne kadar birbirine taban tabana zıt istisnasız her siyasi partinin maşası olduğumuz ayrı ayrı iddia edildi, akla gelebilecek her türlü haksız ithamla binlerce kere karşılaştık, hakarete uğradık ama ifade özgürlüğü ekşi'yi ekşi yapan yegane şey olduğu için kimseyi uçurmadık. benzerleri bir başkasına, bir başka kuruma vb. yapılsaydı yasalar gereği silmek zorunda kalacağımız binlerce yazıyı, konu kendimiz olunca burada aynen tuttuk. yetkimizi kendi lehimize ve ifade özgürlüğüne zarar verebilecek şekilde kullanmamaya hep özen gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz.
peki kimleri, neden uçurduk? bu sefer farklı olan neydi?
hatırlarsanız yönetime geldiğimde bir açıklama yapmıştım ve açıklamada "hangi görüşten olursa olsun, kim olursa olsun, sırf fikirleri beğenilmediği için sözlük'ten dışlanmak diye bir şey hiçbir zaman olmadı, olmayacak. ancak yazarların fikirlerinden bağımsız olarak sözlük'ü nasıl kullandıkları, fikirlerini nasıl ifade ettikleri eskisinden daha önemli olacak." demiştim. (bkz: ekşi sözlük/#51126396)
ifade edilen fikrin kendisi değil, yazarların bu fikri ifade etmek için tercih ettikleri yöntem ve üslup önemli. aynı şekilde ekşi sözlük'ü ne amaçla kullandığınız, ne kattığınız ve ne fayda elde etmeye çalıştığınız da önemli. bundan sonraki değişiklik ve geliştirmelerimizi bunları esas alarak yapacağız.
ikinci konu nefret söylemi, bu konuda zamanında çok net açıklamalarım olmuştu. vesileyle tekrar hatırlatayım: (bkz: nefret söylemi/@kanzuk) sosyal medya'da nefret söylemi bir türkiye gerçeği, buna müdahale ediyoruz, eksik kaldığımız çok nokta mutlaka oluyordur ama etmeye de devam edeceğiz.
bu olgular çerçevesinde bakacak olursak;
yönetime geldiğimden beri bir grup yazarın görüşlerini beğenmediği her türlü yazarı giderek artan bir yoğunlukta baskılama çabasına şahit oluyorum. ekşi sözlük her görüşten insanın kendini baskı altında hissetmeden dilediği gibi kendini ifade edebildiği bir yer. hukuk çerçevesinde buna sadık kalmaya çalışıyoruz zira sözlük'ün dinamizmi böyle sağlanabiliyor. ekşi sözlük hiçbir zaman, hiçbir şekilde -hangi görüşten olduğundan bağımsız olarak- sadece bir görüşün yer aldığı bir ortam olmamalı.
kendi gibi olmayan herkese nefret saçan, türlü ithamlarla baskılamaya çalışan yazarların amacı ekşi sözlük'ü tek sesli, bir grup yazarın insanları sindirdiği bir ortama dönüştürmekti. istedikleri baskı ortamı oluşmayınca, sırf kendileri gibi düşünmeyen insanlar fikirlerini ifade edebiliyorlar diye ekşi sözlük'ün terör örgütü pkk'yla bağlantılı olduğu yönünde ithamlarda bulunmaya kadar vardırdılar işi. pkk ve türlü çeşit isim altında faaliyet gösteren yan kollarını, şiddete başvuran, şiddet kullanarak isteklerini dayatma gayesi güden bu nevi tüm örgütleri lanetlediğimi belirterek hakkımızdaki haksız, ahlaksız, mesnetsiz ithamları ben kendi adıma cevaplarım ama sözlük yazarlarının maruz kaldıkları baskı ortamının da ortadan kalkması gerekiyordu. amaçladıkları; sözlük yönetimini kara propaganda ile baskı altına almak, korkutmak ve bu sayede elde ettikleri güç ile arzu ettikleri gibi yazmayan herkesi uçurmamız için baskı oluşturma zemini hazırlamaktı. biz arzu ettikleri, kendileri gibi düşünmeyen kişileri uçurmadıkça kara propagandanın dozunu arttırarak isteklerine ulaşmaya çalıştılar. aslında amaçları bize zarar vermekten çok, bizim üzerimizde baskı yaratarak sözlükteki çok sesli yapıyı yok etmekti. ‘sözlük yönetimine hukuka aykırı itham’ bu bağlamda düşünüldüğünde bizi korumaktan çok, farklı düşünceleri korumak üzerine hayata geçirdiğimiz bir uçurma gerekçesi. bir cümle ile bunu ifade edebilmek güç olduğu için bazı yanlış anlamalara sebep olmuş olabilir fakat aslında bu gerekçe; ırkçılığı, nefret söylemini, kara propagandayı, baskı yaratarak farklı düşünceleri sindirmeye çalışmayı, çok sesliliği engellemeyi, sözlüğün ‘ekşi’ kısmını yok etmeye çalışmayı vb. bir cümle ile açıklayamayacağımız bir çok şeyi içinde barındırıyor. ‘nefret söyleminden uçmadılar, sözlüğü eleştirdiler diye uçtular’ eleştirilerini de bu sayede bir nebze cevaplandırdığımı düşünüyorum. sözlükte yazmaya devam eden, sözlüğü ve yönetimi ağır bir biçimde eleştiren binlerce yazarın yazdıkları da bunun en açık kanıtı. bu böyle olmaya da devam edecek.
özetle; başka yazarları ve yönetimi kendi görüşü dışındakilerin fikirlerini yazmalarını engellemek amacıyla hukuka aykırı ithamlar ve başka yöntemlerle baskı altına almaya çalışan, entryleriyle nefret saçan, fikirlerini ifade etmek için tercih ettiği üslup nedeniyle yazar ve okurlarımızın vicdanını yaralayan, tam anlamıyla bir kötüye kullanım sergileyen, sağlamaya çalıştığımız ortamın varlığını ve sürdürülebilirliğini tehdit eden yazarlar uçurulmuştur, uçurulacaktır.
uçurulmaları sonrası sosyal medyada takındıkları tavır, kullandıkları dil, savurdukları tehditler, sözlüğü kapattırmaya yönelik kampanyaları, fikirlerini beğenmedikleri yazarları fişleme amacı ile kullandıkları bloglarını açıklamaları ve yaymaları da kararımızın sağlaması olmuş oldu.
fikrini ifade etmek isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık fakat amacı ifade özgürlüğü adı altında aslında herkesin ifade özgürlüğünü yok etmeye yönelik planlı, programlı çalışmalar yapanlara da yaptırım uygulamamamızın iyi niyetle fikirlerini yazmak isteyen yazarlara haksızlık olduğunu düşünüyorum.
herhangi bir gün debe’ye ya da gündemdeki siyasi bir başlıktaki entrylere bakarak dahi gülünç iddialarda bulundukları anlaşılabilir, kimseyi fikri sebebiyle uçurmadığımız, algı operasyonu yapmadığımız açıkça görülebilir. asıl algı operasyonu yapmaya çalışanların az sayıda bile olsa karşıt görüşe tahammülü olmayan, insanları söylediklerinden çok, kendi istedikleri gibi söylemedikleri için yargılayan bu kişiler olduğu görülebilir.
bu kişilere önerim avrupa insan hakları mahkemesi'nin şu değerlendirmelerini okuyup, üzerine düşünmeleri: “ifade özgürlüğü, demokratik toplumun vazgeçilmez temel taşlarından birini, bu toplumun ilerlemesinin ve her insanın gelişmesinin temel şartlarından birini oluşturur. ikinci fıkra hükmü saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğü, sadece hoşa giden ya da insanları incitmeyen veya önemsenmeyen ‘bilgi’ ve düşünceler için değil, aynı zamanda devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şok eden veya rahatsız eden bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. demokratik toplumun olmazsa olmaz koşullarını oluşturan, çoğulculuk, hoşgörü ve açık görüşlülük bunu gerektirir’
son olarak bir konuda daha açıklama yapmak isterim. troll yazarlar veya nefret söylemi nedeniyle çıkan tartışmalar sayesinde ekşi sözlük'ün trafik ve dolayısıyla gelir sağladığını düşünenler oluyor. aksine, çöp içerikle dolan başlıklar, hiç kimsenin umrunda olmayan konuların gündemi işgal etmesi, nefret fışkıran entryler bize trafik ve gelir kaybettirir. bu kısır tartışmalar ve küfürleşmeler, sözlükte kaliteli yazıların görünürlüğünün azalmasına ve kaliteli içeriğin azalmasına sebep olmakta. bu sorunun aşılması için de elimizden gelen tüm çabayı, ifade özgürlüğünü de korumaya devam ederek gösterdiğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
539 fav (yalakalar)
#54500821 02.09.2015 21:25 kanzuk
_______________________
seni yalancı herif simdi kusura bakma ama seni itin götüne sokacağım. bunu hak ettin.
1- ''.. normal şartlarda sözlük veya yönetimi hakkındaki ithamlara müdahale edilmesi gibi bir şey hiçbir zaman olmadı. aslı astarı olmayan, hakarete kadar varan bir dolu itham debe'ye dahi girdi. buna en yakın örnek sanırım debe listesine müdahale edildiği iddiaları. biz debe’ye müdahale etmediğimizi biliyoruz, bu itham haksız, algı operasyonu yaptığımız iddiasını desteklediği için hukuka da aykırı, fakat kimseyi bu iddiaları sebebiyle uçurmadık..''
ama onun açtığı yol artık durdurulamaz. ipliğiniz pazara çıktı. ekşi sözlüğü, hdp partisinin pr çalışmasına alet ettiğiniz ayan beyan ortada. hani bir söz var. ''seni sikmemle sonuçlanacak bir sürecin başındayız'' diye. aha bu sürecin sonunda başınıza gelecekleri az çok biliyorsunuz. boşuna çırpınmayın yani.
yeri gelmişken söyleyeyim ekşi sözlükte pilot nick'i ile yazan ve oradan kovulan arkadaşımı uludağ sözlüğe davet ettim. kendisi şu an çaylaktır. http://terekeme-balasi.uludagsozluk.com/ yazar olduğunda gerekli açıklamayı kendiside gayet güzel yapacaktır.
2-''...ekşi sözlük'ün terör örgütü pkk'yla bağlantılı olduğu yönünde ithamlarda bulunmaya kadar vardırdılar işi. pkk ve türlü çeşit isim altında faaliyet gösteren yan kollarını, şiddete başvuran, şiddet kullanarak isteklerini dayatma gayesi güden bu nevi tüm örgütleri lanetlediğimi belirterek hakkımızdaki haksız, ahlaksız, mesnetsiz ithamları ben kendi adıma cevaplarım ama sözlük yazarlarının maruz kaldıkları baskı ortamının da ortadan kalkması gerekiyordu. amaçladıkları; sözlük yönetimini kara propaganda ile baskı altına almak, korkutmak ve bu sayede elde ettikleri güç ile arzu ettikleri gibi yazmayan herkesi uçurmamız için baskı oluşturma zemini hazırlamaktı. biz arzu ettikleri, kendileri gibi düşünmeyen kişileri uçurmadıkça kara propagandanın dozunu arttırarak isteklerine ulaşmaya çalıştılar. aslında amaçları bize zarar vermekten çok, bizim üzerimizde baskı yaratarak sözlükteki çok sesli yapıyı yok etmekti...''
sözlükteki çok sesli yapıyı yok etmek mi? bunun türkçesini ben size söyleyeyim. adamlar alenen devlete küfür ediyorlar, pkk yı savunuyorlar, askerin polisin öldürülmesini meşru gösteriyorlardı. bunun üzerine vatansever yazarlar bu entry'leri işaret ederek dediler ki. kanzuk bak bunlar şuçtur. bu entry'leri silmelisin ve bu yazarlara pirim vermemelisin. yoksa hakkındaki iddiaları meşrulaştırırsın. peki kanzuk ne yaptı. bu eleştirileri yapanları sözlükten attı. yani pkk/hdp propagandasını eleştirenleri attı. bu adamları sözlükte tutmaya devam etti.
kanzuk'un çok seslilikten kastını burdan anlayabiliriz. zaten bunu kendisi de söylemişti. zamanında bir solcu karikatürist kendisine bir öğüt vermiş. demiş ki sağcılar her yerde yazıyorlar zaten. sen sağcıları ekşiden atsana. solcuların sesi duyulsun..
ya bak ben buna saygı duyarım. vallla duyarım. açık açık dersin ki. kardeşim biz solcularını konuşturacağız. yok sağcı, vatansever, milliyetçi yazar falan bu sözlükte yazamaz. bundan söyle böyle de. başımın üstünde yerin var. ama onu demez. derse sözlük artık okunmaz.
şu an sözlükte bu yalanlara isyan eden kara muratlar ortaya çıktı. adamlar yıllardır bu sözlükte yazıyolar. emekleri ve sevgileri var sözlüğe. ama artık bu durumu, yalanları kabullenemiyorlar. milletin çaylak olarak sıra beklediği sözlükte yazar olarak ''beni de at'' ''bende vatanseverim'' demeye başladılar. hepsine selam ederim. saygılarımı sunarım. zaten yakında atılırlar.
3-''..bu olgular çerçevesinde bakacak olursak;
yönetime geldiğimden beri bir grup yazarın görüşlerini beğenmediği her türlü yazarı giderek artan bir yoğunlukta baskılama çabasına şahit oluyorum. ekşi sözlük her görüşten insanın kendini baskı altında hissetmeden dilediği gibi kendini ifade edebildiği bir yer. hukuk çerçevesinde buna sadık kalmaya çalışıyoruz zira sözlük'ün dinamizmi böyle sağlanabiliyor. ekşi sözlük hiçbir zaman, hiçbir şekilde -hangi görüşten olduğundan bağımsız olarak- sadece bir görüşün yer aldığı bir ortam olmamalı...'' diye buyurmuş.
sadece bir görüş dediği ''vatansever'' görüş. yani türkçesi ''vatansever'' görüşe sahip olan yazarlar bu ortamda yüksek sesle artık konuşamazlar. millet eleştirmeye korkar oldu. atılma korkusu ile. tabii bahsettiğim kara muratlar hariç. ama korkmalarını da anlıyorum. arpad nicli yazarı bile uçurdular. ''arpadın uçurulması'' başliğında bu durumu eleştiren yazarları bile uçurdular. eşki sözlükte çok seslilik an itibariyle bitmiştir.
ekşi sözlüğün bu durumundan eski bir yazarı ve okuru olarak üzüntü içerisindeyim. hdp pr çalışması uğruna çok değerli yazarlar ve entry'ler silindi. yok oldular. iskenderiye kütüphanesinin yakındığı dünyada bu durum çok şaşırtıcı değil ama çok acı. güncel bir örnek vermem gerekirse ''arpad'' nickli yazar. gerçekten kaliteli entry'leri vardı. verdiği bilgiler yararlandığım bilgilerdi. ancak bütün yazdıkları yazarlığının ekşide sonlanmasıyla, ekşiden atılmasıyla kendisiyle birlikte uçtu. ve kanzuk onu da kast ederek bizi bloklarında tehdit ediyorlar demiş.
''uçurulmaları sonrası sosyal medyada takındıkları tavır, kullandıkları dil, savurdukları tehditler, sözlüğü kapattırmaya yönelik kampanyaları, fikirlerini beğenmedikleri yazarları fişleme amacı ile kullandıkları bloglarını açıklamaları ve yaymaları da kararımızın sağlaması olmuş oldu.'' kanzuk
''fikirlerini beğenmedikleri yazarları fişleme amacı ile kullandıkları bloglarını açıklamaları'' demiş. burada da kast ettiği bir yazar da ''yariturkyarifransizadam'' twitter adresi bu: https://twitter.com/ytyfa fikrini beğenmediği yazarları fişliyor dediği blok bu: http://antieksisozluk.blo...e-ucurulma-nedenleri.html
fişlenenlerin geneli pkk sempatizanı. hepsi hdp savunucusu adamlar. yani çok seslilikten başak purut'un, kanzuk'un kastı hdp/ pkk propagandası.
''fikrini ifade etmek isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık fakat amacı ifade özgürlüğü adı altında aslında herkesin ifade özgürlüğünü yok etmeye yönelik planlı, programlı çalışmalar yapanlara da yaptırım uygulamamamızın iyi niyetle fikirlerini yazmak isteyen yazarlara haksızlık olduğunu düşünüyorum.
herhangi bir gün debe’ye ya da gündemdeki siyasi bir başlıktaki entrylere bakarak dahi gülünç iddialarda bulundukları anlaşılabilir, kimseyi fikri sebebiyle uçurmadığımız, algı operasyonu yapmadığımız açıkça görülebilir. asıl algı operasyonu yapmaya çalışanların az sayıda bile olsa karşıt görüşe tahammülü olmayan, insanları söylediklerinden çok, kendi istedikleri gibi söylemedikleri için yargılayan bu kişiler olduğu görülebilir.'' demiş kanzuk.
adam gibi yazan gündem olan milliyetçi vatansever yazar bırakmadınız sözlükte. zaten diğerleri de atılma korkusu içinde yazıyorlar. hdp/pkk aleyhinde başlık açanı uçuruyorsun. ''sen ne konuşuyon lan değişik'' bakınızı vermek lazım sana. debe ye bakın diye buyurmuş. bakalım 2 gün önce ki debe de ne var?
yani dediğin gibi ''faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir''. senin ne derece faşist olduğunu söyleme mecburiyetimiz var.
ifade özgürlüğü ve demokratikleşme palavrasıyla sözlüğü pkk'nın yayın organı haline getirme çabaları ve hdp partisinin pr çalışmarı için kullanma gayreti kabak gibi ortada. bizi, vatanseverleri sözlükten atabilirsin sorun değil ancak sen artık kanzukcuğum seninde bildiğin gibi, yazdığın son entry deki savunmandan da belli ki demoklesin kılıcının altındasın. o ince kıla bağlı olan kafanın üstünde duran kılıç elbet sana saplanacak ve bunu sabırsızlıkla bekliyoruz. evet yargılanacaksın ve biz bunu keyifle izleyeceğiz.