Bence bu hayvancağızların doğada yaşaması gerek. Hadi blık ve kuş besliyoruz eyvallah da, bunlar evcil şeyler değil.
Geçen sene gerçek anlamda bir b*k çukurunda buldum bu cins bir arkadaşı. Yıldız parkına götürmeden önce bi temizleyeyip yıkayayim dedim. Eski boş bir akvaryumum vardı. Geçici süreyle içine taş ve su doldurup orada yaşattım. Bugün yarın götürürüm derken sürekli bi engel çıktı ve bugün onunla buluşmamızın tam bir yılı. Ve sanırım 8-9 yaşında falan tatlı bir şey.
Her gün akvaryumdan çıkartıp dolaşmasını sağlıyorum. Özellikle bahar ayında akvaryumda çırpınıp duruyor. Beni gördüğünde resmen deliriyor. Bana doğru yüzüyor akvaryumun içinde.
Kaplumbağa soğuk kanlı bir hayvan ama nedense sadece bana kendisini sevdiriyor. Elime aldığımda kendisini hiç içeri çekmiyor. Gündüz güneş dik bir şekilde yere nereye vuruyorsa oraya geçip ayakları kolları kafayı çıkartabildiği kadar dışarı çıkartıp resmen güneşleniyor şerefsiz.
Bugün, biraz önce beni ilk defa bu kadar duygulandırdı. 1 haftadır işim gereği pek ilgilenemiyordum. Akvaryumda mal gibi tıkılıp kalmıştı. Biraz önce beni görünce yine deli gibi akvaryumun camına tırmanmaya çalıştı. Önce elimle besledim. Sonra dışarı çıkarttım. Küçük bir köpek gibi mutlu oldu ileri geri koştu. Sonra dışarı çıkmam gerekiyordu, biraz baktım ve bana koşarak geldi. Ne yapacak diye merak ettim. ilk defa elini ayağımın üstüne koydu, kafasını baş parmağıma yaslayıp resmen sarıldı. 3-4 saniye bekledikten sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve sonra geriye doğru kendisini atıp oda içinde neşeli neşeli koşmaya devam etti.
Ulan hayvan ben kapıyı kapatırken sol elini havaya kaldırdı ya. Daha ne yapabilir?!?
Velhasıl biz hayvanları yanlış tanıyoruz. Hepsinin duyguları var. Hepsinin mantıkları var. Hepsi mukayese yapabiliyor. Hepsinin vicdanı var.