dört ayaklı masada kurulan bir sofrada, herkes kendi ağzından çıkanı duydu. yalnız bir tanım asılı kaldı ünlem bulutlarıyla kafada;
en sulu armutu bencilce ve iştahla yiyip bitirdikten sonra, sapını kimin kıçına soksam diye düşünmektir, şımarıkça belki evet. nokta ve sonsuz sessizlik.
dinledikçe büyümesine engel olamadığım kulaklarımla koştum. öğrendiklerimden unuttuğum bir şey olmalı deyip. bir kutu b vitamini içtim üzüntüden. hafızamı mıncıklasın unuttuklarım geri gelsin diye. baygın bulmuşlar mutfağın ortasında hastanede gözümü açtığımda öğrendim. anı zehirlenmesi demiş doktor.
hayretim şaştı. "niye bana bu ceza" özlem tekin söylüyordu.