bugün

nilgün marmara

Hiç ölü bir kadın sevilir mi ?
Yıllardır, bu soruyu kendi kendime sormaktayım. Hiç ölü bir kadın sevilir mi sahi? 1989 yılında, benden 3 yaş büyük Enver Dayım, bir kuyuya astı kendini. Tam bu sıralarda, yeni yeni blinçlenmeye çalışan bir tıfıl olarak, Nilgün Marmara hakkında yazılanlarla karşılaştım. Nilgün Marmara'da, yaşamak yerine ölümü seçmişti. Kırmızı Pazartesi kitabını bir su gibi okuyup ezberledim.

Geçenlerde, Radikal Kitap ekinde, Nilgün Marmara ile bir kez daha karşılaştım. Silvia Plath'ı anlatan çalışması ve Daktiloya Çekilmiş Şiirler kitabı yayınlanmıştı. Ne yazık ki, yaşadığım kentte, h emen bu kitapları temin edinemem. Nilgün Marmara'nın mahzun resmini görünce bir kez daha yüreğimden vuruldum. Sevgili Mehmet Başaran'ın kızı, Deniz Başaran gibi. Onun da intiharını Mustafa Ekmekçi'nin yazısından okumuş, ardından çıkan kitabı okumuş, hatta askerde, çarşı izninde Mehmet Başaran'ı bizzat ziyaret edip, bu yürek yarasını canlı canlı canlı tanık olmuştum. Neden şairler, intihara meyillidir? Yaşam yerine, ölümü seçmek, güçsüzlük müdür, yoksa güçlülüğün ta kendisi midir?

Hiç ölü bir kadın sevilir mi? Şairse, adı da Nilgün Marmara ise sevilir derim.

ibrahim Ormanci