desiderius erasmus'un deliliği konuşturduğu kitabı. şöyle diyor kitabın başında delilik:
bu dünyada benim hakkımda ne düşünülürse düşünülsün (ki deliliğin en büyük ahmaklar arasında bile kötü bir şöhretinin olduğunun farkındayım) her şeye rağmen sahip olduğu kutsal güçlerle hem tanrıları, hem de insanları mutlu edebilecek tek kişi varsa o da benden başkası değildir. bu kalabalık topluluğa hitap etmek üzere ortaya çıktığım an tüm yüzlerin yeni ve olağandışı bir neşeyle parlaması ve alnınızda hoşnutsuzluğun göstergesi olan çizgilerin birdenbire silinmesi bunun en güzel kanıtıdır. beni öylesine neşeli ve içten gülüşler eşliğinde alkışlıyorsunuz ki karşımda duran sizlerin homeros'un tanrıları gibi nektar içip çakırkeyif olduğunuza ya da nepethe'yi biraz fazla kaçırıp tüm kederlerinizden uzaklaştığınıza inanabilirim. oysa az önce, kâhinlere danışmak için gittiğiniz trophonius'un mağarasından yeni çıkmışsınız gibi umutsuz ve tedirgin görünüyordunuz. güneş altın sarısı ışınlarıyla güzel yüzünü gösterdiğinde ve kara kışın ardından yeni doğmakta olan bahar, batıdan esen tatlı bir esintiyle nefesini yüzümüzde hissettirdiğinde doğadaki her şey nasıl yeni bir çehreye bürünüyorsa, bir renk ve tazelik geliyorsa beni görmek de hepinize farklı bir görüntü veriyor. usta hatiplerin genellikle öncesinde uzun hazırlıklar yaparak sundukları bıktırıcı nutuklarla sağlamakta güçlük çektiği etkiyi, ben bir anda başarabiliyorum. yalnızca tek bir bakışımla sizleri tüm kederlerinizden uzaklaştırabiliyorum.