outlast

entry141 galeri video3
    67.
  1. amnesia'yı "ay bu ne ayol sümük gibi ahahahaha" diye oynamış biri olarak Düşman başına dediğim oyun.

    Dünya üzerinde bu oyunu oynamayan son üç kişiden biriyseniz birinci tavsiyem; gece oynayın. * * *
    ikinci tavsiyem; sesini kısmayın. * * *
    Üçüncü tavsiyem de; türkçe yamasız oynamayın. ingilizceniz ne kadar iyi olursa olsun oyunda o kadar çok belge, rapor, dilekçe ve uzun yazı var ki insan "oyun mu oynıcam çeviri mi yapıcam ulan?" demeden edemiyor. oyunceviri.com türkçe yaması oldukça başarılı her zamanki gibi ama o da oyunu bozuyor, olsun çaresi var, pes etmeyin, onu da hallederiz.

    Uyarı: Aşağıdaki yazı eser miktarda spoiler içermektedir. Ama öldürmez, okuyun.

    Efendim gönül isterdi ki o şatoya girerkene tüm kapıları kilitli bulunca çirkef çirkef binaya tırmanmak yerine gerisin geri arabamıza binip yol alalım ancak tabii ki öyle olmuyor. Binadaki Yaratıkların şöyle bir cilvesi var; bazıları gördüğü yerde seni hunharca kovalamaya başlarken, bazılarının tatlı sözler bile söylediği oluyor. Beni en önce tedirgin eden şey "Napıcak acaba aq?" düşüncesi. "Delidir ne yapsa yeridir." atasözünün oyununu yapmışlar diyebilirim. Kapıyı açıyorum o hilkat garibesi tiple gözgöze geliyoruz; o bana bakıyor ben ona bakıyorum, o bana ben ona, o bakıyor ben daha çok bakıyorum derken başlıyor kovalamaya aq. Artık masanın altına mı girersin, yatağın altına mı girersin, elbise dolabına mı saklanırsın allah ne verdiyse depar atarak kaçıyorsun ardındaki kapıları da kapatarak elbette. *

    Ve şarj sorunu outlast'te de peşimizi bırakmıyor. Pil bulmak için dip bucak her odaya girmek gerekiyor ve her kapıyı açışta minibüse binen teyzeler gibi "bbissssmmmilla.." diye yükseliyorum, çünkü şahane pazar gibi aq ne çıkacağı belli değil ki. Kapının ardında elinde balyozla bekleyen bir deli de olabilir, her şey mümkün.

    Garibeler yapay zeka gibi hareket etmiyor, mesela bir yere saklanıyorsun, gelip saklandığın odayı kolaçan ediyor, sonra çıkıp gidebiliyor ya da diğer odaları da kolaçan edebiliyor, bir bakmışsın çıkmış gitmiş koridora bakıyor ama yeniden oynadığında gelip iki üç kere senin odana bakabiliyor yani ne yapacağı belli değil, kafasına göre dolanıyor en korkuncu da bu. Sinsi sinsi odadan çıkarken "Hello, doctor..." diye kafana balyoz yiyebiliyorsun, senden benden akıllı bu noktada.

    Karakterimiz biraz mal. Biz ses çıkmasın diye suda çömmüş hareketsiz dururken kapıyı kapatalım da garibe gelirse birkaç saniye fırsatımız olsun saklanmak için diyoruz ve kapıyı kapatmaya meylediyoruz ama bizim kahraman açlıktan ordaki yüreklerden birini yemiş olacak ki kapıyı kapatmıyor, resmen "çarpıyor." haaaydi bakalııım işin yoksa elbise dolabı ara ki saklanasın.

    Garibelerin hareketleri şahane. Oyundaki ayrıntılar şahane. Bağırsak-kola kombinasyonu gördüm lan adamlar deli meli ama sakatatın yanında kola içiyorlar.

    Uzunun kısası, herkes oynamalı. Çok keyif aldığımı söyleyemem açıkçası ama korkutucu mu? son derece. Ve açıkçası insan sonunda ne olacak diye merak ediyor, e hedefe giden yolda da çekilen çile kutsal diyoruz, biraz ödümüz patlayacak ama merakı da gidermek lazım. Zaten insanın başına ne geliyorsa ya meraktan...

    Uyarı: Aşağıdaki görseller spoiler içermemektedir.

    yha en sefdqm progrm .d.d: https://galeri.uludagsozluk.com/r/788095/+

    bağırsak-kola kombinasyonu: https://galeri.uludagsozluk.com/r/788098/+

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/788097/+

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/788100/+

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/788101/+

    hııı siz hııı çok .s.s.s: https://galeri.uludagsozluk.com/r/788096/+
    15 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük