proleter devrimci tiyatro

entry1 galeri
    1.
  1. sinif ayrimina karsi tepki olarak dogmus siyasal tiyatro.
    cogunlugu isci oyunculardan kurulan ilk proleter tiyatro , 1920 yilinda piscator tarafindan kuruldu. 1924' te sergiledigi kizil senlik revusu, komunist genclik birligi icindeki gruplari kapsayan kizil senlik hareketi ni baslatti ve bircok yeni grubun olusmasina yol acti. herseye ragmen oyunu, hiciv disinda ciddi konularin proleter bir revu icinde sahneye konulusunun ilk denemesiydi, devrimci bir dramaturji anlayisiyla buyuk oyunlari ilk sahneye tasiyan oydu. dramaturji grubunda brecht, tasarim grubunda traugot muller ve george grosz 'un bulundugu piscator-buhne, hoppala yasiyoruz, rasputin , aslan asker svayk ' in maceralari oyunlariyla devrimci profesyonel tiyatro yolunda ilk adimdi. belgelere dayandirilarak kurgulanmis, ilk defa film projeksiyonunun kullanildigi, aynı zamanda ilk belgesel oyun olan herseye ragmen, klasiklerin devrimci bir dramaturji ile ele alinmasi konusunda ilk gozukpek ornek olan haydutlar, doner sahne kullanimiyla rasputin, yuruyen yol kullanimiyla svayk goz onune alindiginda, estetik araclarin gelisimindeki devasa katkisi da goz ardi edilemez. piscator, on yilda, dahiyane bir uretim gerceklestirdi; weimar cumhuriyeti ' nin tum diger marksist tiyatroculari ile beraber. ancak sonu husranla bitti: tiyatronun politik gucundeki artıs, politikaya karsı giderek artan bir tepkiye zemin hazirladi. brecht' in ; "politik tiyatronun cokusu politik olmustur" diyerek kastettigi de buydu.

    politik tiyatronun cokusunu iki temel baslikta nedenleyebiliriz:

    a) politik nedenler: politik tiyatronun cokusu, ayni zamanda bir yanilsama nin da sonudur. bu yanilsama, devrimci bir özne yanilsamasi da olabilir. yanilsamayi tesvik eden ise, gorkem, kalabaliklar ve salonda orgutlenen devrimci kolektif ruhtur. brecht, kucuk organon ' da insan soyu icin en yüce kararlar gokyuzunde degil, yeryuzundeki savasimlarin sonunda verilir; kafalarin icinde degil, disarida verilir bu kararlar" der. gokyuzu sahnedir. ancak tiyatro, tek basina, olaylari degistirme ya da yon verme gucune sahip degildir. hicbir sanatsal akim kendini dunyanin merkezi olarak goremez, cunku o akimi belirleyen de "disarisi" dir. piscator tiyatrosu disariya yenik dusmustur. onun tiyatrosu artik yasadigi cagda gecerliligini yitirmistir. utopya larin yikilmasi ve sistem karsiti hareketlerin fasizm in duygusal kiskirtici ya da sert politikalarina yenik dusmeleri de bu sebeptendir. piscator, politik onlemler almayip, kendi estetigini yeni politik kosullara uyarlamadıgı icin cokmustur. gucunun gelismesiyle fasizm, elbette ki ; piscator tiyatrosu' nu karsisina alir ve onu yok eder. ama olanaklarindan yararlanmayi da ihmal etmez. nazi iktidarindaki 90.000 kisilik halk tiyatrolari, dev konstruksiyonlar, savas sahnelerinde kullanilan gercek bir ss birligi , bu kez farkli bir yanilsamayi politize eder: ustun alman oznesi ve kolektif bir " nasyonel ruh ".

    b) tiyatronun, politik nitelikli ogretici (propoganda) gucundeki artis: bu tiyatro, sonucta, proleterya icin propoganda tiyatrosudur. hedef kitlesi bellidir; potansiyel devrimciler. amac, onlara siyasal bilinc aktarmaktir. piscator, politik tiyatro' da "temel ilke, tum sanatsal araclarin devrimin hizmetine sunulmasi; sinif savasi dusun
    cesinin bilincli vurgulanmasi ve gelistirilmesi olmalidir." der. brecht de deneysel tiyatro ' da, "bu alanda surdurdugu girisimlerin bizzat icinde bulunmus biri olarak sunu soyleyebilirim ki; sahnenin ogretici degerini artirmayi amaclamayan hicbir denemeye basvurmamistir." diyerek piscator tiyatrosu'nun didaktik yonunu vurgular. propoganda, sonucta duygulari kiskirtan bir aractir. Bu da "devrimci ozne" leri, yani potansiyel devrimcileri bilinclendirmenin bir baska yoludur. ancak bunun "devrimci buyuk ozne" sifatina soyunarak yapilmasi bir sure sonra salonda kendi yandaslari disinda kimseyi gorememeyi getirir. peki, tiyatro sadece kendi dunya gorusunu tasiyan insanlarla mi bulusacak? propoganda olarak kaldikca evet. brecht, "ogrenme ve eglenmeden alinan haz sinifsaldir" der, althusser' e dayanarak ideolojiktir diye eklenebilir. brecht, tiyatronun tiyatro kalarak siyasal bir etki icerebilecegini dusundu. tiyatro, artik, son yargiyi uretmek konusunda bir iddiada bulunamazdi. tiyatronun oncelikle, gercek dunyanin bir tablosunu cizip seyirciye sunacak ve insanlarin bir arada yasamalarinin orneklerini sahnede yansilayabilecek gucu kazanmasi gerekiyordu. seyirciyle bir on-anlasmaya (ideolojik birliktelige) dayanan yapay ilişkiler yerine, oyun suresince etkin ve elestirel bir iliski (insanların icinde yasadigi ideolojiyi elestirebilecegi yonde) kurulmaliydi. tabi ki bu hesaplasma, piscator' dan kopustan hemen sonra yasanmamistir. buyuk oyunlarinda kendisini gosteren tavir ancak son yillarinda yazilan kucuk organan' da yazili ifadesini bulmustur.

    kaynak:(bkz: http://www.bgst.org) - hilmi atil unal, notlar
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük