bugün

16 mayıs 2015 ferhat kaplan ın yediği gol

karaktersiz turnusolu goldür...

ben bu işi anlamıyorum arkadaş. adam elini uzatsa çıkaracak ve elini geri çekiyor. gözünüzün gördüğünü tarafınız reddediyor.
melo iki kere rakibin bileğine bastı, değil sarı kart hakem çekip uyarmadı bile.
el kabir bir kere bastı, hemen sarı kart. doğrusu da bu.
neden, çünkü kramponla insanın bileğine bile bile basılması hayvanlıktır. şiddetine ve kasta göre de cezası sarı veya kırmızı karttır. emre belözoğlu da yapsa, aklınıza gelen en terbiyeli futbolcu da yapsa cezası olmalıdır.

şimdi gelelim asıl mide bulandırıcı tarafına.

devlet büyükleri cemaatle ayrışma sürecinde, "aldatıldık, biz bunların böyle olduğunu bilmiyorduk" derken, orduyla birlikte fenerbahçe'nin de bok yoluna götürüldüğünü açıkladılar. akpli olmayan, olsa da bu mevzuları tasvip etmeyen insanlar da -ki az buz bir sayı değil- bu işi ciddi ciddi kınadılar, bu ortamda da bir çok kişinin bu olay hakkındaki özet yorumu "rezalet"tir. doğru mu, doğru.

ergenekon-balyoz davalarına, hırsızlığa, yolsuzluğa, 3 temmuz sürecine çok sayıda insan tepki verdi.

şimdi bu kaleci arkadaş topu tutabilecekken elini çekmiş. doğru mu, doğru. bunu söyleyen fenerbahçeli olunca verilen tepki ne, "Sizin şikeniz tescilli".

tek komiserle yürütülmüş, bütün iddianameleri çürütülmüş bir dava yüzünden hak ettiği para ile birlikte itibarı da çalınan bir fenerbahçe var ortada. bütün bu tezgahlanan süreçte köpek gibi mücadele etmiş, başka hiçbir camianın yapısının kaldıramayacağı sağlamlıkta dimdik ayakta durmuş insanlar var.

o dönemde şikeden dolayı bu camiayı kınamış, sövmüş, şimdi bu gol görmezden gelinsin isteyen insanlar var.
2012-2013 ve 2013-2014 sezonlarında da önümüzdeki dönemde gs ile maç oynayacak her takımın iyi oyuncularına transfer imasında bulunan bir teknik direktör ve sonucunda o maçlarda sahaya çıkmayan veya doğru düzgün top oynamayan anadolu takımı topçuları vardı.

sonuç olarak, hiçbirimiz, işimize geldiği sürece ahlaksızlıktan rahatsız değiliz.
o yüzden bu toplum içerisinden birileri yükselip önemli yerlere geldiğinde, vicdana, ahlaka, usule, dürüstlüğe aykırı işler yaptıktan sonra, eğer ki arkasında alkışlayan bir grup varsa yaptığından rahatsız olmuyor.

siyasiler toplumu yozlaştırıyor, ama yine seçiliyor.
şarkıcılar boktan müzik yapıyor, ama albümleri yine satıyor.
öğretmenler bir bok öğretmiyor, ama devlet memurluğuna devam ediyorlar.
melo her maç bileğe basıyor, ama tribünler çok seviyor.
emre belözoğlu küfür ediyor, ama yönetim hala onu takımda tutuyor.
bu kaleci de elini çekiyor, ama hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edecek.