bugün

sokak kedileri

insan denen yaratığın ne denli tehlikeli ve iğrenç bir yaratık olduğunu dün bir kez daha gözüme gözüme sokan canlı..

işsiz olduğum için evin tüm angaryalarını gönüllü olarak üstleniyorum.. çöpleri döküyorum, zamanı gelen faturaları yatırıyorum.. dün de zamanı gelen elektrik faturasını yatırmak için şirinyer'e uzandım.. faturayı ödedim, sarsak sarsak yürüyerek eve dönüyorum, hipodromun ön kapısında kara, aksak bir kedi.. topallaya topallaya yolun karşısına geçmeye uğraşıyor.. mesafe biraz uzak olduğu için net seçemedim ama yolun yarısına ulaşınca anladım; sol arka ayağı yaralanmış.. güç bela yolu tamamlamak üzereyken bir dolmuş yaklaştı, el ettim şoföre, durdu, kedinin geçişini birlikte izledik.. yavaş yavaş, süzüle süzüle bir arabanın altına girdi, nefeslenmeye başladı.. yaklaşınca ayağının halini gördüm, içim çekildi.. sol arka ayağı paramparça olmuş, deri denen bir şey kalmamış, tırnakları dökülmüş ve üzerindeki kan kurumuş artık.. belli yeni bir olay değil, hayvan birkaç gündür o halde..

donakalmış bir vaziyette ne yapacağımı düşünürken arkamda iki tane genç adam gördüm.. birisi "abi onu bi veterinere götürmek lazım, berbat olmuş ya.." dedi.. "var mı dedim araç? götürelim hayvanı baksınlar.." "abi ben atçıyım, bursa'ya at götürcem, yarış var yarın, hemen yola çıkmam lazım.." dedi, uzaklaştı.. diğeri ve sonradan bize katılan bir kadınla ve yaralı kediyle baş başa kaldık.. ne yapalım ne edelim derken benim aklıma hayvan ambulansları geldi.. netten taradım, buldum numarasını, aradım, bir kadın açtı.. anlattım durumu, kadın cevaben "ambulans akşam saat 5'ten sonra beyfendi.." dedi.. saat 1 suları o esnada.. "saat 5'e kadar dayanamaz yalnız bu hayvan, bu halde mi bırakalım?" dedim.. "veterineri arayın, yardımcı olsunlar.." dedi.. verdi buca veteriner numarasını, aradım, durumu izah ettim, neyse yaklaşık 45 dakika sonra gelip aldılar kediyi.. "bizlik bir şey var mı?" diye sordum.. niyetim kediyle gidip ne olacağına bakmak.. görevli "sizin gelmenize gerek yok, telefonla haber alabilirsiniz.." dedi.. verdik kediyi görevliye, ardından bakakaldık..

kediyi götürdükleri veteriner evime uzak ama gidip kediye bakmak istiyorum.. eğer izin verirlerse mahalleme getirmelerini sağlamayı düşünüyorum.. zaten halihazırda 8-10 sokak kedisini besliyorum, o da onların yanında yaşasın.. en azından insan denen yaratıktan olabildiğince uzak olur.. gene insanların içinde olur ama nispeten güzel insanların..

o ayağının hali, gözlerindeki sönmüş ışığı, kendini korumak için çıkardığı yarım yamalak sesi, uzattığım elimden kaçmaya çalışırkenki telaşı gecenin bu saatinde gözlerimin önünde hala.. umarım en kısa zamanda sağlığına kavuşur.. ayağını bir daha kullanamaz belki ama canı yerinde olur.. bu da bir şeydir..

o hayvanı o halde bırakıp gidene söyleyecek bir şeyim yok.. onu tanımlayacak sıfat, ona edilecek küfür yoktur sanırım literatürde.. allahından bulursun umarım..