bugün

predestination filmi ve zamansal paradokslar

Film bir paradoksa imza atıyor mu?
Filmde dede paradoksu gibi bir paradoksa girilmiyor mu?

Bilindiği gibi dede paradoksu şu soru üzerine kuruludur: bir kişi zamanda geriye gidip dedesini öldürürse ne olur? Eğer öldürürse hiç doğmamış olur, o halde dedeyi kim öldürmüştür? Eğer doğmamışsa, öldürmemiş olur, dedesi ölmez ise kişinin doğmasındaki engel kalkar. Yani kişi aynı anda hem var olmalı hem de olmamalıdır. Predestination filminde de aynı durum geçerli mi?

Dede paradoksundan çok farklı bir olaydan bahsetmiş filmde. Bir paradoks yok.

Dede paradoksundan çok farklı çünkü onda mantıksal çelişki oluşuyorken senaryoda mantıksal çelişkiye imza atılmıyor.

Dede paradoksu mantıksal çelişkiye giriyor çünkü henüz doğmadığın bir zamana gidip dedeni öldürürsen hiç doğmamış oluyorsun, Henüz doğmamışsan dedeni öldüremiyorsun. Yani hem var hem de yok olmuş oluyorsun. Bu ise "bir şey hem A hem A değil olamaz" diyen çelişmezlik yasası ile çelişiyor.

Filmdeki senaryo ise dede paradoksundan farklı olarak mantıksal çelişkiye girmiyor. Bu daha çok "kimsenin yazmadığı kitap" örneğine girebilir. Şöyle ki bir gün çalışma masanın üzerinde bir "zaman makinesi yapma kitabı" bulursan ve kitaptaki talimatları gerçekleştirdikten sonra geçmişe gidip çalışma masana bulduğun kitabı koyarsan basit bir şekilde şu soruyu sorabilirsin: bu kitabı kim yazdı? Bu soru "nedensel döngü" ile açıklanabiliyor ve basit şekilde söyleyecek olursam "hiçbir mantık yasasını ihlal etmiyor" A'nın B'ye; B'nin C'ye; C'nin de A'ya neden olduğu modele "nedensel döngü modeli" ya da "kapalı zaman modeli" deniyor. Dede paradoksunda sen hem oluyorsun hem de olmuyorsun fakat kitap örneğinde bu böyle değil. Hem olan hem de olmayan bir şey yok.

Senaryo da nedensel döngü ile açıklanabiliyor.

--spoiler--
Senaryoda kişi doğuyor, doğduktan sonra biriyle ilişkiye giriyor, ilişkiye girdikten sonra cinsiyet değiştiriyor, cinsiyet değitirdikten sonra geçmişe gidiyor ve kadın haliyle ilişkiye giriyor, kadın haliyle ilişkiye girdikten sonra kendi bebeğini alıp onun yetimhaneye bırakıldığı günde yetimhaneye bırakıyor. Tam olarak bir "nedensel döngü". Fakat mantıksal çelişki yok. Her şeyin bir sebebi var ve kişi o yıllar arasında sıkışmış kalmış. Sezgilerimize aykırı fakat gayet mümkün.
--spoiler--

Buna benzer şekilde sezgilere uymayan zamansal olaylar sıralanabilir. Mesela sen doğarsan ve zamanda geriye gidip insanlar evrimleşmeden önce ölürsen "doğumundan önce ölmüş" olursun. Bu durum da tıpkı kitap örneği ve senaryodaki örnek gibi sezgilerimize aykırı. Fakat sezgilerimize aykırı olması onun mantıksal çelişki ürettiğini göstermiyor. işte bu sebeple dede paradoksu ile senaryodaki örnek çok farklı olaylar.

"Gelecekteki seni öldürmek" "geçmişteki dedeni öldürmek" birbirinden farklı konular. Birincisi gayet tutarlı. Yalnızca yaşamın boyunca öldüğün zamanı biliyor olacaksın o kadar. Senaryodaki ikincisi anlatılmıyor: ortada mantıksal yasa ihlali yok.Evet bir döngüsellik var, evet, zamanla kısıtlanmış nedensel olaylar var fakat tüm bu senaryolar mantıksal açıdan mümkün. Herhangi bi imkansızlıkları yok

Dede paradoksuna gelince... iki popüler çözüm var:

1- Geçmişe gittiğin zaman aslında farklı bir paralel evrene gidiyorsun ve paralel evrende var olmanı engelliyorsun.

2- Geçmişe gitmek olayları değiştirmez, yalnızca oluşturur. Mesela geçmişe gidip Hitler'i öldüremezsin ama onun ölmesini engelleyebilirsin gibi...

ikincisi daha elle tutulur bir çözüm üretiyor gibi. Fakat buna rağmen enerjinin korunumu yasasından darbe yediğini düşünüyorum zamanda geçmişe gitmenin. Kaldı ki B teorisinde de zamanda yolculuk, zaman makinesini ürettiğin güne kadar geçmişe gitmene izin veriyor.