bugün

aspendos

hakkında şöyle bir efsane vardır; aspendos kralının kızına talip iki genç vardır. bunlardan biri tiyatronun bir kaç km. ötesindeki su kemerini yapıp şehre su getirmiş, diğeri ise tiyatroyu inşa etmiştir. bu iki mimarın arasında seçim yapmakta zorlanan kral tiyatronun en üst sırasına çıkmış düşünmeye başlamıştır bu arada tiyatronun mimarı olan genç sahnede kendi kendine "bir şeyler yapmalıyım" diye fısıldanmaktadır bunu duyan kral kararını vermiş kızını tiyatronun mimarı ile evlendirmiştir. yapı daha sonraları roma'nında etkisiyle arena olarak kullanılmış ve eklemeler yapılmıştır. zindanlarda ise aslan ve çeşitli vahşi hayvanlar dövüşlerde kullanılmak üzere tutulmuştur. şehrin selçuklu tarafından işgal edilmesinden sahne ve duvarı çinilerle kaplanmış, osmanlı'nın son zamanlarına doğruda bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı köylüler tarafından hayvan barınağı olarak kullanılmıştır, kemal atatürk'ün şehri ziyaretine kadar yapı bu durumunu korumuş, atatürk'ün ziyaretinin akabinde tarihsel miras ilan edilmiştir. sahne duvarının en üstünde bulunan kabartmalar şarap tanrısı dionysos'un temsilidir. yapısı itibariyle ceviz kabuğunu andırır ve bu özelliği onun eşsiz bir akustiğe sahip olmasını sağlamıştır.