tutku-kavuşamama
çocukluk-ölüm
aşk-ölüm
kalabalık aile-yalnızlık
gibi zıtlıkları öyle güzel yedirmiş ki ggm kitabın içine, okurken bir sayfada iki insan arasındaki tutkuyu hissedip kanınız kaynarken çat diye birinden birinin başına bir şey geliyor. rüyanızda hiç aşık oldunuz mu mesela? uyandığınızda bir daha onu göremeyeceğiniz için, ayılınca da o kişi gerçek olmadığı için, bir dakikalığına bile olsa bir yumru takıldı mı boğazınıza? bu kitapta tam da o hissi yaşayacaksınız. çok kez takılacak hem de o yumru. başlarda sırf üslubu için mükemmel bir kitap olduğunu düşünmüştüm. sonraları olayı savaşa bağlayınca bu kitabın üsluptan fazlası olduğunu fark ettim.
burada isyan çıkarıp yakıp yıkan, sonra amacını unutup haybeden öldürmeye devam ettiğini fark eden aureliano buendia, bana viva zapata'daki askerin köylüyü "isyana uygun davranmadığı için öldürmesi" sahnesini hatırlattı. ikisinde de ortada bir ideoloji, askerlik, silah; ikisinde de asıl amacını unutmuşluk, isyanın ortaya çıkış sebebi olan ezilen köylüyü ayaklar altına alma eğilimi...