bugün

türkiye vs yunanistan

ekonomisi gümlediği halde hala da gerçekçi ekonomi politikaları önerileri yerine hayal tacirliği yapan kişilerin iktidar kazandığı yunanistan ile ülkemizin karşılaştırıldığı versus biçimidir.

demokratik yollarla başa gelmiş liderler her halükarda atamayla gelen yöneticilere nazaran gayet saygıdeğerdir. ancak seçim vaadleriyle hareket etmeye kalkamayacağı kesin olan alexis tsipras'ın işinin ne kadar zor olduğu kendisine oy veren seçmen profilinden de anlaşılabilir. 'yunanistan ın makarnacıları' diyebileceğimiz bu kitlenin temel derdi, tıpkı 2002'den beri ak parti'ye oy veren seçmen gibi ekonominin bir an önce düzelmesi, maaşlarının ödenmesi ve doğru düzgün hayat standartlarına bir an önce kavuşmaktır. öyle ab'den alınan borçları ödemeden falan nasıl olacak o işler diye sorarlar adama. kan emici olarak tanımlayabileceğimiz koalisyon hükümetleri de mal mal borç alarak bizim üretim faaliyetlerini batının vesayeti altına sokup ülkeyi kilitlemişti, evet. ancak ak parti türkiye'nin borcunu takır takır son kuruşuna kadar ödemiştir. hem iflas etmemize mani ol, hem bize borç ver, hem bizim için iyi kötü bir ekonomik çözüm geliştir, hem de vazgeçtik borçlarımızı sil. goygoyculuğun bile bir sınırı olmalıdır.

yunanistan'a halihazırda özenen solcu postlu türk faşistleri ise bir başka başlığın konusudur.

(bkz: atatürk olmasaydı adın syriza olurdu şerefsiz)