bahtiyar vahapzade

entry32 galeri
    24.
  1. Türkiye üstadın her zaman hayallerini süslemiş hasretiyle yakmıştır . soyvet birliği döneminde türkiye geçmek yasaktır bu durum onun anavatan diye nitelendirdiği Türkiye aşkını daha alevlendirmiş Türkiye özlemini dahada bastırılmaz bir hale getirmiştir. Fırsatını bulup Türkiye'ye gelmek isteyen üstad 1961 yılında fırsatını bulur ve bu durumu dolu dolu yazar şahsımı da dolu dolu ağlatmıştır.

    ''Dedemin, babamın ve amcalarımın ağzından Türkiye hiç düşmezdi. Ben şimdi
    soyumdan gelen arzuların hayallerin ülkesi olan Türkiye’ye gidiyorum. Sabah erkenden
    kalkıp tıraş oldum. Otuz beş yıldır hasretini çektiğim, ismini zaman zaman andığımda
    bütün bedenimi titreten, koluma kuvvet, ayağıma takat, gözlerime ışık veren bir şehre,
    istanbul’a, gidiyorum. Ümitgahım, önünde boyun eğdiğim, zorla elimden alınan adımın
    sahibi, namusumun, izzet ve şerefimin koruyucusu, gören gözüm, vuran kolum, düşünen
    beynim, yardımcım, dayanağım, bayrağım, kaybettiğim tarihim, geçmişim, ana dilim,
    şerefim hepsi sendedir.

    Kamaranın penceresinden bakıyorum uzakta fener yanıp sönüyor. Allah'ım! ilk
    defa Türk ışığı görüyorum. O ışıkta benim arzularım yanıyor. Ey fener, sen sana tarih
    boyu düşman olan bir milletin gemisine yol gösteriyorsun. O geminin içinde sana can
    vermeye hazır birisi var.
    Ben sana kurban olayım. Ey benim cumhuriyetim! Ey benim benden uzak vatanım! Benim için yanan ve bana elini
    uzatamayan vatanım! izin belgesinin üzerindeki mührü döne döne öpüyorum. Otuz beş
    yıldır vesikalarımın üzerinde Rus dilinde yazılı ifadeler vardı, ilk defa şimdi kendi
    dilimde yazılı bir ibare var kimliğimde. Ömründe sadece on saat benim kim olduğumu
    gösteren vesika ise ilk defa kendi dilimdeydi. Ben ancak şimdi ben oldum.

    Nihayet istanbul’a ayağımı basıyorum. Bu mukaddes toprağı eğilip öpmek
    istiyorum. Ama yol boyunca beni takip eden ajanlardan korkuyorum. Yan, ama öyle
    yan ki, alevin gözükmesin. istanbul’da topu topu on saat kaldık. Şehri gezdik.
    insanlarla konuşmak istiyorum. Hal hatırlarını sorup; onların kalbine yol bulup girmek
    istiyorum. Ancak onların bana meyli yok.''

    Üstad hayallerini süsleyen istanbul'un bakımsız hali görünce hayal kırıklığına uğrar o gece geç saatte yatağından kalkıp
    ''Ey Allah'ım! Sen
    Türkiye’nin geçmişteki kudretini ve azametini geri ver.'' diye dua eder. Vatanına,
    Vahabzade’nin ifadesiyle, ''yürek ağrısıyla'' dönen üstad bu seyahatten sonra ''istanbul'' adlı
    şiirini yazar.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük