hiç bir şekilde zengin değilim, hatta 2015'e gireli 5 gün oldu, bakkala sigara için çıkmak dışında daha dışarı çıkmadım/çıkamadım. cepte şuan sadece 2.5 lira para var.
okuldaki 2. yılım çarşamba'dan cumaya kadar 4 tane sınavım var. hepsi ders başına en az 20 sayfa falan not düşüyor en az.
okulda aç olarak gezdiğim gün sayısını hatırlamıyorum.
beverly hiills olayı zaten yok, hani akşam toplanalım, o kız gelsin, sonra eşleri değişelim falan, 2. senem okulda daha bir kızla ciddi bir şeyler yaşadım, o kız da kim bilir şimdi kimlere yürüyor.
gelecek kaygısı her zaman tepemde, çünkü 0 rağbet gören ve geleceği hiç parlak olmayan bir bölümde okuyorum.*
sadece final notlarını almak için yarın 2 saat yol gidip gelebilirim.
her sabah 6.30'da kalktığımı da şuraya iliştireyim;
haa... gel gelelim kendi tarafımdan üniversite yıllarının güzel taraflarına;
herkes "lise yılları gibisi var mı beahh", "lise olm çok güzeldi lan" falan demiş. belki bundandır bunları yazmam. çünkü 4 senelik lise hayatımın her senesinden nefret ettim ben. sınıftaki tipler olsun, hocalar olsun, gram ilgimi çekmeyen muhabbetler olsun.
lisede derslerim zayıf olmasına rağmen, hiç kafa dengi arkadaşım olmadığı için, kenarda kös kös oturduğum için sözlü notlarım hep 100 gelirdi, öyle öyle bitirdim ben liseyi. (şuan ki ev ve lise uzaklığı 1 dk, şimdi ev ve okul arası 2.5 saat)
belki de 4 yıllık lise hayatımda müthiş arkadaşlıklar/kardeşlikler edinemediğim içindir üniversite hayatının güzel gelmesi.
ama üniversitedeki ortam bile bana yetti açıkçası.
zengininden tut da fakirine kadar, rockçısı, rapçisi, sosyalisti, komunisti, anarşitsi, her çeşit insanla dolu bir yerde, kafa dengi arkadaş bulmamak imkansız gibi bir şey zaten.
futbol ve karı-kız muhabetti dışında bir muhabbete tanık olduğum yer üniversitedir.(yanlış anlamayın, tabi ki bu muhabbetleri de edicez, ama sürekli değil, lise hayatımda 4 sene bu muhabbetlere maruz kaldım)
düzgün arkadaşlıklar edindiğim yerdir üniversite.(sadece vize/final zamanı arayan çıkarcı puştlarda var tanıdık, ama iyi yanından bakmak lazım, en azından azınlık durumunlar)
ortamın sağladığı rahatlık, liseden çok çok uzakta.(lisede favorilerimden bir tutam kesmişti hoca. tabi bir oyuk oluştuğu için komple kesmek zorunda kalmıştım saçları)
dediğim gibi para konusunda çok sıkıntı çektim şu 2 senede hala da çekiyorum yazının başlangıcında belirttiğim gibi, ve de geri kalan 3 senede de çekicem büyük ihtimalle., baba diye bir şeyin hayatımda olamaması tabi büyük bir etken.
devamlı gelecek kaygısı düşünmek yerine biraz da anı yaşamak gerekiyor bazen. carpe diem triplerine girin demiyorum tabi de, her zaman da "lan mezun olunca napcaz biz olm ya" diye dolaşırsanız tabi zevk almazsınız.
yukarıda bir yazar yazmış; "lise hayatı bok gibi geçmiş olan zavallı bir andaval beyanıdır." diye, işte o zavallı andaval bendim, böyle düşünmem belki de bundandır.