Kişinin bulunduğu ortamla alakasız olduğunun farkına varması sonucu ortaya çıkan soru. An itibariyle yaşadığımdır.
Eskiden aynı sınıfı ve aynı hayalleri paylaştığınız birkaç arkadaşınızla buluşmuşsunuzdur. Gruptaki herkesle çok samimi değilsinizdir, lakin yılların hatırına bir gece aynı masaya oturmakta da bir sakınca yoktur. 5 erkek bir mekana geçip oturursunuz.
Birazdan okuldan çok sevdiğiniz bir arkadaşınızın eski sevgilisi gelir. Yıllar boyu onu yenge olarak bellemişsinizdir, kısa bir süre önce arkadaşınızdan ayrılmıştır ve şimdi birbirine nasıl davranacağını bilemeyen iki yabancı olmuşsunuzdur. Sonra bütün gece masadaki adamlardan birinin ona yazmasını izlersiniz. Ses çıkarmazsınız, sonuçta herkesin özgür olduğunu düşünüyorsunuzdur. Ama bir yandan da bir rahatsızlık hissi mevcuttur. Bir zaman sonra kalkmak istersiniz ama diğer dallamalar izin vermezler. Israr ederler, kalkamazsınız.
Bütün gece beklediğiniz an gelir. Masadan kalkıp hesap ödersiniz. Daha önceden başka bir arkadaşınızla anlaşmışsınızdır onun evinde kalmak için. Tam diğerlerine veda edip dostunuzun evine geçecekken o arar. Sevgilisiyle kavga ettiklerini ve onun yanına geçeceğini söyler. Dolmuşa binmiştir karşıya gidiyordur, sizi unutmuştur. Ama delikanlıdır, arar haber verir, özür diler. Dımdızlak ortada kalırsınız. Dallamalar alkolün de verdiği centilmenlikle sizi eve davet ederler. Mecburen gidersiniz.
Eski yengeniz sibobu çıkmış lastik gibi saçmasapan bir haldedir. Boş boş güler, gereksizce küfür eder. iyice tiksinirsiniz. Tam onu dolmuşuna bindirip yollayacakken kusar. Üstüne başına, kaldırıma, dolmuş sırasındaki amcalara... Sonra ağlar. Sonra siz cümbür cemaat dolmuştan vazgeçip, taksiyle kızı evine bırakmak zorunda kalırsınız. Bu arada gruptaki en sessiz, en silik arkadaşın dili açılmıştır. O kadar alkol boru değil tabi. Yıllardır ne biriktirdiyse anlatır. iyice kafanızı ütüler. Gidiş dönüş pelte olursunuz.
Nihayet çocuklardan birinin evine gelmişsinizdir. Salak gibi zile basar silik arkadaş, çocuğun ev arkadaşı da uyanır. Bir de çocukla ev arkadaşının kavgasını dinlersiniz gece gece. ikisi direk uyur. Taze gevezemiz hafiften yüksek bir müzik açar. Bir tek siz rahatsız olursunuz. Tek kişilik bir koltuğa çökersiniz. Üstünüze de bir battaniye verirler. Sonra geveze çocuk eski yengenize yazan çocuğa; "kızı da getireydin hacı" tarzında birşeyler zırvalar. iki rekat leş muhabbet yaparlar. Siz de duymazlıktan gelirsiniz. Sonuçta özgürler tabi ki.
Bir tanesi yeni bir bira daha açar. Yatın uyuyun daha ne birası demek istersiniz, ama o ne kadar sağlam bir içici olduğunu herkese ispatlama peşindedir. Sonunda ışıklar kapanır, ama uyumaya çalışmazsınız. Çünkü uyuyamayacaksınız. Uyusanız da rüyanızda rahat olmayacaksınız. O an aklınıza bu soru gelir: "ben burada ne yapıyorum ya?"
