"eserlerinin gösterdiği kadarıyla şeriati, anlama hususunda gözü pek bir yiğitti. önüne çıkan engel, örtü ve kaygıları yiğitçe parçalıyor ve bilgisizliğin kendisinde rahatça kol gezmesine izin vermiyor, derde aşina olmamanın derde aşina olmanın yerini doldurmasına izin vermiyordu. filan şeyi bilemenin, başına ne işler açacağı hususunda hiçbir korkuya sahip değildi.
bilgiyi sadece doğuracağı sonuçlar için öğrenenler vardır. bunlar anlamaktan korkarlar ve anladıklarının kendilerine cesaret ve yiğitlik göstermelerini gerektirecek bir sorumluluk yüklemesinden ve bu sorumluluğunun gereğini yerine getirememekten çekinirler. oysa risalet görevi yüklenen birinin yiğitlikten nasibini almamış olması mümkün değildir."
alıntı kaynağı:
(şeriatinin şehadetinin 10. yıl dönümünde, dr. abdülkerim suruşun meşhed dr. ali şeraiti edebiyat ve beşeri ilimler fakültesinde, haziran 1987 tarihinde verdiği konferanstan.)
bakınız: dr. abdülkerim suruş, dini düşüncenin yeniden kurulması ve dr. ali şeraiti, kıyam yayıncılık, çeviri: sabah kara, ankara, 1989, s.16-20