bugün

sözlük yazarlarının itirafları

bugün boyun mr'ı çektirmek için hastaneye gittim. Koltukta şeker mi şeker, çok güzel hitap eden, kibar mı kibar dünyalar tatlısı bir sekreter vardı. Mr sırasını beklemek için sekreter koltuğunun karşısına geçtim ve bir yandan telefonumu kurcalayıp bir yandan da açık televizyona bakarak zaman geçirmeye başladım. Bir yandan da sekreter kızın diğer hastalarla ne kadar sevecen, ne kadar güzelce ilgilendiğini izlemeye başladım. insanlara o kadar çok değer veriyordu ki, mr sırası gittikçe uzadı da uzadı, sıra bitmek bilmedi, ama ilk defa sıranın bitmesini istemedim. Sekreterlikteki kızın başına o kadar çok insan toplandı ki, bir ara herhalde patlayacak artık dedim ama o asla istifini bozmadı, ve aynı güler yüzlülükle hastalar ile ilgilenmeye devam etti. Bana sıra geldi, mr çektirmek için üzerimdekileri çıkarmak için yerimden hareketlendim ve tam o sırada kız da bir hastanın dosyasını radyolojiye götürmek için yerinden kalktı ve işte o an göz yaşlarımı tutmamak için kendime zar zor hakim oldum. insanlara arkamı döndüm ki ,suratımın aldığı hali görmesinler diye. Sekreter kız engelliydi, onun o enerjisinine, o pozitifliğine ve kibarlığına karşı kendimi tamamen bütün kalkanları kırılmış, savunması aşılmış bir insan gibi hissettim. O kadar kaba, birbirine kazık atmaya çalışan, birbirine değer vermeyen insana karşı o kızı gördüm ya, engeller insanların zihnindedir, kişiliğindedir demeden edemedim. Keşke o'nun için bir şeyler yapabilseydim, keşke dosya kağıtlarını giderken düşürseydi de yerden ben toplasaydım, o'na yardım etseydim, o'nun için bir şeyler yapabilseydim. Ömrü boyunca hep böyle kalır, kimse kalbini kırmaz, hep mutlu olur umarım.