bugün

kürtçe bilmiyor diye araç yakan piçler

Yaşadığım şehirde sadece birkaç kelime Türkçe bilen Kürt bir teyzem vardı. Bense tek kelime Kürtçe bilmezdim. Biz onunla çok iyi anlaşırdık ama. Onun birkaç kelime Türkçesi yeterdi bizim anlaşmamıza. Bir de gönül dili. Beni kendi çocuklarından ayırmazdı mesela. Hala ne zaman baba ocağına gitsem beni görmek için hususi gelir. Oğluma bir sarılması var uzaktan gören kendi torununa sarılıyor sanır.
Yani demem o ki aslında biz çok güzel anlaşırız. Anlaşıyoruz da. Aynı ezanla kıyama duruyoruz. Aynı ezanla iftar ediyoruz. Aynı ölünün arkasına ağlıyoruz. Düğünlere ve doğumlara birlikte seviniyoruz. Çocuklarımız aynı kuytularda saklambaç oynuyor ve aynı bisikletlere biniyor. Aynı gülümsemelerle yüreğimiz fetholunuyor.
Ama gel gör ki Türkçe bilmiyor, Kürtçe bilmiyor diye birbirine düşman ediliyor bu millet. işte bu nifak tohumları çocuklarımızdan oyunlarını alıp onlara sadece "körebe" oynatmak istiyor. Yazık ki ne yazık!...