bugün

ben bu yazıyı kendime yazdım

insanlar çok acımasız dimi, uzaktakilerin tırmalamaya çalışması çok acıtmıyor da böyle yakınından bir laf yetiyor gibi.
hani onlar kendi doğrularını kendi tavsiyelerini fütursuzca veriyorlar da kendilerini tatmin ediyorlar sadece. mutsuz olduğum için bana mı öyle geliyor yoksa..

bir şeyin olmadığını, olmayacağını kabullenmek gerçekten zor. hele ki çok istiyorsan. hani durum böyleyken istiyorsun ki insanlar yorumlarını kendilerine saklasın. istiyorsun ki senin mutsuzluğuna bakıp kendilerine "iyi ki böyle şeylerim yok.." demesinler. senden dolaylı öğrenmesinler, seni öylece bıraksınlar istiyorsun yani.

bodoslama dalıp seni darmaduman etmesinler istiyorsun. bi sussunlar artık amına koyum diyorsun. bağırıyorsun da içinde kalıyor sade.

-zaten olmazdı. bak sen de kabul etmişsin. belliydi zaten olmayacağı. aferim sana.

teşekkür ederim. müthiş yorum. muazzam ego sağlaması. a bu arada kalbimin sağ kenarını sikmeyi unutmuşsunuz. orayı da bi ara hallederseniz. takım bozulmasın. kırmışken devamını getirin. ah ne demek rica ederim....

öyle güzel, öyle sakin ezip geçiyor en sevdikleriniz bile. ses çıkaramıyorsunuz. bişi diyecek olsanız, duygu sömürüsü atağıyla geri adım attırılıyorsunuz. bi siz yapamıyorsunuz amınom şu duygu sömürüsünü zaten. bi sizin aklınız ermiyor. keşke erse.

ilk golü yemenin şaşkınlığındayken hop bir ikincisi geliyor.

-sen iyice asileştin. hayır. olmayacak. ne sanıyorsun kendini böyle sağda solda hayvan sevince über hayvansever mi oldun, etrafa çok iyi bir insan imajı mı çizdiğini sanıyorsun...

böyle kalıyorsun dimi. yedi kat elden de benzer sözler duymuştun. yutkunamamıştın. şimdi de en yakınından geliyor. e ne yapam ben şimdi ya. ne diyim kendime. 22 yaşımda kişilik sorgulaması yapıyorum kendime. dikkat çekmeye çalışan, dışarıya karşı imaj satmaya çalışan, marjinal görünmeye çalışan içi boş bir ego mu olduğumu mu sorayım kendime? öyle miyim?

öf yeter be.