bir aşk acısının insana kazandırdıkları

entry412 galeri
    1.
  1. tanım: aşk acısının insana sağladığı artılar. Hep kötü yönde etkilemez ya bu meret. Her durumun bir iyi yönü de vardır mutlaka. **

    aşk acısı; öğreticidir, büyütücüdür, güçlendiricidir.

    bir nevi antibiyotik etkisi yaratır bünyede. Önce çökertir, sonra bağışıklık kazandırır.

    bittiği zaman, dünyanızda aşkınızla birlikte bitmiş gibi hissedersiniz. Tüm gün yataktan çıkmak istememeler, majör gam üzerine yazılan şarkıların anlamsız gelmesi, gülen insanların bu enerjiyi nereden bulabildiklerine anlam verememe... daha da beteri; solunuzda sürekli batan, acıtan bir ağırlık.

    'geçmez' diye bir şey yok. Her şey geçer. Ama yıpratıp öyle geçer. Bir çok şey alır, götürür sizden. En başta da duygularınızı. Ama bir güç bırakır size. Sahte, ucuz bir güç. Aşkınızın mutlu zamanlarında olduğu gibi sizi besleyen bir güç değil de; sizi sadece ayakta tutan, duygusuz birine çeviren, çevrenize bir duvar ören bir güç bu.

    geçer dedim ya; evet geçer. Sonunda biri çıkar karşınıza. Sevdirir kendisini size. Gerçek bir sevgidir bu. Hani şu "evet, bu sefer seviyorum" diyip her zamanki gibi kendinizi kandırmadığınız, elini tutmayı bir zorunluluk olarak değil de bastırılamaz bir istek olarak gördüğünüz, telefonda konuşurken sessizliğini bile sevdiğiniz, kaçmadığınız, kaçamadığınız, aksine kavuşmak için can attığınız sevgiler olur ya; işte ondan.

    gelin görün ki, 'hiçbir şey bitmez' bitmez diye de bir kaide yok. Bir gün o da biter.

    işte önceki aşk acısı o sırada devreye girer. Bitenin arkasından acımaz bu sefer solunuz. (Aşık olmamışsınızdır çünkü. Sevmişsinizdir sade.) Batan bir şey yoktur orada. Yalnızca boşluk vardır. Ne kadar sevdiyseniz, ne kadar sevdirdiyse kendisini; o derece bir boşluk vardır. Küçük ya da büyük... fark etmez... etinize batan bir ağırlıktan daha çok acıtamaz ya kalbinizi, bir boşluk...

    bağışıklık kazanmıştınız ya hani;
    üzüntüde yoktur bu sefer. Özlem vardır yalnızca. Kocaman bir özlem.

    aşk acısı...
    öyle bir şeydir ki; aşık olmanıza bile izin vermez yeniden. Hayatı öğretir. Hayatın aşk ile ilerlemeyeceğini öğretir. Korkutur gözünüzü. Ya da gözünüzü açar belki. Ee o yıpranıştan sonra özgürce, hesap yapmadan, "ya giderse..." yi düşünmeden sevmek; imkansız değil ama imkansızın kardeşidir. Bir yıpranış daha istemez kalbiniz ve teslim etmez kendini ona. Açar yalnızca.

    ...ve belki de bu yüzden insan bir kere aşık olur hayatta. Bir daha yıpranmak istemediğinden dolayı ve kimse o duvarı geçemeyerek yanınıza gelemediğinden dolayı.

    maalesef geçemez kimse aşkınızın ya da kendinizin ördüğü o duvarı. Rapunzel uzatır saçını. Fakat prens tamamlayamaz o duvara tırmanışını. O düşer. Ama atlanmaz arkasından; aşkta olduğu gibi. Durulur durulan yerde. Önce özlenir. Sonra unutulur. Sonra başka bir prens sevilir. Tırmanır. Düşer. Özlenir. Unutulur. Sevilir... tırmanır... düşer... özlenir... unutulur... ..... .... ..

    işte aşk acısı bize o kulede kalmayı öğretir.
    145 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük