bugün

mevlana

vahdet-i vücut savunucusudur. ona göre her varlık hakk'ın ayrı ayrı temsilcisidir. yani yaratılmışlara yapılan her muamele aslında yaratan'a yapılıyor demektir. soyut bi allah sevgisi yerine somut bi sevgi, hakk'ı halkta ve halkı hakk'ta sevmek gerekir.

mevlana'nın temsil ettiği değerlerin başında birlik fikri ve tolerans gelir. tolerans, mevlana'nın temsil ettiği değerlern başında, bizim ise kaybettiğimiz değerlerin başında. tolerans farklılıklara rağmen bütün içinde değerlendirmektir. tolerans kayıtsızlık hali değildir ki. insan sevgisi apayrıdır. sınıflara bölmez kimseyi. kırmaz, üzmez.

mevlana egosunun en karanlık köşelerine esir düşmüş insanlara kucak açmıştır.

--spoiler--
"gel ne olursan yine gel. ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol. bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. yüz kere tövbeni bozmuş olsan yine gel"
--spoiler--

asıl konu insandı çünkü. insan! biçimine bakmıyordu. din, ahlak, felsefe..bunlar insanı daha mutlu etme yolundaki araçlardı. araca takılırsan amacına ulaşamazsın. amaç ne? amaç aşk. amaç sevgi. en katıksızından. bu sevgi hoşgörü ve vefa ile desteklenecekti.

--spoiler--
cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol
şefkat ve merhamette güneş gibi ol
başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
tevazu ve alçakgönüllükte toprak gibi ol
hoşgörülükte deniz gibi ol
ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol
--spoiler--

bunu çok severim ben. genelde evlerin bi köşesinde de olur zaten asılı. ama uygulayan adam bulamıyoruz işte, o sıkıntı.

--spoiler--
yüzde ısrar etme doksan da olur
insan dediğinde noksan da olur
sakın büyüklenme elde neler var
bir ben varım deme yoksan da olur
hatasız dost arayan dosttan da olur.
--spoiler--

bunu da kibir sahibi kişiliklere ithaf ediyoruz.

ve bütün ömrü şu üç söz;

--spoiler--
hamdım, piştim, yandım
--spoiler--