kanser illetine yakalanan kızı, babasından "gidişine ağlamaması" konusunda söz istemiş, baba da bu sözü vermiştir. fakat baba kalbi... kızıyla arasında geçen o son saniyelerde göz yaşlarını tutamamış ve daha sonradan bu acı anı mısralara dökmüştür.
işte dinlerken efkarlandığımız, şiir halinde okurken kendi gudik sözde aşklarımız için dertlendiğimiz ve bir aşk şiiri sanılan bu eser bir baba kızın son anlarını anlatmaktadır.
VEDA
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın?
Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
not: Şiirin ilk dörtlüğünün son iki mısraı çoğu zaman yanlış söylenmekte; "buseni" yerine "busemi", "yüzüne" yerine "yüzüme" denmektedir. Halbuki buradaki o sözleri şair karşısındakine değil kendi kendine söylemekte ve kendi gönlüne kahretmektedir.