şu devirde belki de en çok anlaşılmaya ihtiyaç duyulandır. zira olaya yüzeysel bakıldığından tasavvufla uzaktan yakından alakası olmayan yorumlara maruz kalmaktadır.
en ufak örnek; erenlerin seyr-i süluk esnasında ağızlarından dökülen şathiyyat adı verilen sözler tasavvufu eleştirenler için önemli bir cephe niteliğindedir. oysa ki o gördüğü muazzam şeylerin tesirinde olan insanın illa ki gerek şaşırmaktan gerekse kendi nefsine karşı maşukun yüceliğine olan hayretten ağzından bu tür lafların çıkması pek tabii bir durumdur. kaldı ki bu sözlerin büyük çoğunluğu şifreli bir dil niteliğindedir. yani o hale vakıf olanlardan başkası ya yanlış anlar, ya da anlayamaz.