dinlerin anlamsızlığı

entry45 galeri
    19.
  1. dinler -en kısa açıklama ile- allah'a giden yollardır. insan yaradılışı itibari ile sahip olduğu pek çok özellik ile diğer canlılar arasında müstesna bir yerdedir. bitkiler büyürken, kuşlar öterken ibadet ederler. çünkü yaratılışlarının gayesi tam da budur. ve hatta toprak tohumu sararken, taşlar yuvarlanırken ibadettedirler. Çünkü fıtratları böyledir. Onların aklını çelecek bir kavram yoktur karşılarında. Tıpkı meleklerin saf akıldan yaratılmaları gibi onlarda bu durum üzere var edilmişlerdir.

    "Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı. Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan ırmaklar fışkırır, öyleleri vardır ki yarılır, ondan sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah korkusuyla yuvarlanır. Allah yaptıklarınızdan gafil (habersiz) değildir." (Bakara suresi / 74)

    peki ya insan?

    insanın allah'a ulaşma serüveni her zaman biraz sancılı olmuştur. Kimileri münzevi bir hayatla, kimileri haftalar süren yalnızlıklarla, kimileri ise sadece dinlerinin öğrettiği ibadetlerle yapmışlardır bu işi. Kulun yaratıcısına bu kadar uzak olmasının tek müsebbibi ise nefsdir.

    "Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız." (Kaf suresi / 16)

    dinlerin anlamsızlığından bahsedilen bu ortamda aslolarak şunu söylemek isterim ki; din bir nefs törpüsüdür. Matematiksel formüllere benzer. Uygulanırsa yaratıcıya ulaşmak kolaylaşır -eğer istek bu ise-. ancak, birisi çıkıp derse ki; "benim ulaşmak için rehbere, dine ihtiyacım yok", amenna. lakin benim dinimde bunun cezası bellidir.

    Elbette en doğrusunu Allah bilir.
    6 ...