bugün

kış uykusu

yalnızlıkla yaşamak,yokluğun içinde amaçsız kalınan zamanlar,insanın çıldırmaya yakınlığı,yağmura ve griye bağımlılık,mutsuzlığın yapışkan bir şey oluşu,çok şey bilip veya bildiğini zannedip ortaya koyduğunun aslında hiç bir şey oluşu ile yüzleşecek cesaretin olmaması...öze giden yolculukta veya özden hızla uzaklaşırken hayat,hıçkırmadıktan sonra ağlamanın patlarcasına kahkaha olmadan gülmenin,bağırmıyorsan sesinin,acıtmıyorsan gücünün,göstermiyorsan bedeninin kıymetinin kalmadığı düzende yani sahteliğin normalleştiği ve hızla ben dahil bir çok insanı içine aldığı ama içimizde bir yerleri çok zorlayan,uyanık kalmanın zorlaştığı,hep uykuya zorlayan bu düzende hızla ve hunharca akarken çekip aldı sanki film.diğer yandan bir yol lazımsa insana veya hala hazırda gidilen yolda,sanattan geçemiyorsan eğer patlak vermemek mümkün değil.uzun zamandır birisine özenmemiştim,yönetmene özendim.
uzundu,öyle uzun dialoglar vardı ki eşine az rastanır herhalde.neden ödüle layık görüldü,onu bilecek kadar anlamıyorum sinemadan.ama bana ödül gibi geldiği kesin.

tüm bu haliyle bana iyi gelen film.kuşkusuz herkes sevmeyecektir,hatta katlanılmaz bile bulanlar olacaktır.beğenenler ise iki çeşit herhalde.birincisi benim tam olarak göremediğim ama farklılığını ben dahil ortalama sinema seyircisinin de sezebileceği sinema tekniği ve biçimi açısından beğenenler ki bu sebeple ödül almış.diğerleri,yani benim içinde olduğum grup,gerçeğe hasret kalanlar.