bugün

üniversite birinci sınıf öğrencisi

2 tipe ayrılır;

ilki lise yani milli eğitim modundan çıkamayan, üniversiteyi lise ortamı zanneden tiptir. ders saatlerini takip eder, hocaya öğretmenim diye seslenir, hoca sınıfa içeri girdiğinde ayağa kalkan, duyduğu her şeye inanan, ilk günlerde düzenlenen etkinliklere (partidir, gezidir, şenliktir vs...) katılmayan, tabir-i caizse ot gibi öğrencilik yaşayan tiptir, şayet bu süreci uzatırsa yandı gülüm keten helva, bu saflıkla ve çekingenlikle çok şey kaçırır.

ikincisi ise "ben artık üniversiteliyim heyyt tutmayın beni" modundaki kişidir, milli eğitimdeki sıkı düzenden kurtulmanın rahatlığının .okunu çıkarır, etkinliklerde kendini kaybeder, okuldaki ders ne, okuldaki sınıfını bulamaz, hocasını tanımaz ama bilmemne ne club taki tanışma partisinde bilmediği ayrıntı yoktur. şayet kısa zamanda kendine gelmez ise ilk sene ders notlarında tabanı görecektir.

en kaliteli üniversite birinci sınıf öğrencisi, ilk zamanlar dersine de giren ama etkinliklere de katılan öğrencidir, hocalarının dediklerine uyan, çevreden duyduğu herşeye inanmayan, gaza gelmeyen kendini kaybetmeyen öğrencidir, bu davranışı 2. sınıftan itibaren de sürdürürse dolu dolu üniversite hayatı yaşamış olur...