bugün

sözlük yazarlarının itirafları

günlerdir kafamı toparlayamıyorum. gülemiyorum ağız dolusu. konuşasım gelmiyor. küfretmekten,lanet etmekten bile sıkıldım. soma olayıyla ülkemden bir kez daha soğudum. içime katran akıtılmış gibiyim.

ruh hastalarının yönettiği bir ülkede yaşıyoruz, hastalıklı ruhların yönettiği bir ülkenin vatandaşlarıyız. vatandaşını döven, tekmeleyen, vatandaşına söven... ve ne yazık ki en fazla 2 haftaya olaylar örtbas edilecek. bizim milletimiz de, oğullarımız şehit oldu diye avunacak. başlarındakiler kendilerine her türlü saygısızlığı yaparken, boyun eğip ha bire hatim indirecek. sinirim bozuluyor düşündükçe.

hoş... devenin meselesi gibi; neremiz doğru? hep bir belirsizlik, hep bir güvencesizlik.

bir hocamız, katılmamızı istediği sempozyumla ilgili bize yüksekten yüksekten vaatlerde bulundu. kanatlandık, uçtuk bilmem ne... sonra yavaştan işin rengi ortaya çıkmaya başladı. sanırım dediği imkanların hemen hiçbirini sağlamayacak. orada da başımıza ne geleceği belirsiz. yine sempozyum programı açıklanacaktı birkaç güne. denilen tarihte açıklanmadı ve bir belirsizlik daha. tüm planlarımı buna göre yapacağım, yapamıyorum.

ülkece bir güce taparlık, bir saygısızlık, bir nefret, sorumsuzluk... almış başını gidiyor. kendim çok mu iyiyim? hayır, değilim ama en azından kendimle ilgili memnun olmadığım ne varsa değiştirmek istiyorum. kimi zaman adım atıyorum, kimi zaman geri adım atıyorum ama bir istek, bir gayret var. düşünce var...

özetle canım sıkılıyor, grip olmuş, ateşlenip yataklara düşmüş gibiyim. hani hastalıktan ateşlendiğinde insan yılan gibi deri değiştirmek ister, acı çeker ya... tam onu yaşıyorum. ve sanırım bunları düşündükçe daha da sıkıcı bir insan olup çıkıyorum. huzurlu olmadıkça çevreme huzur veremiyorum.