bugün

felipe melo de carvalho

terbiyesiz futbolcudur. rakip takımların ve taraftarların sinirlerini bozar, belden aşağı vurur. mahallenin pis çocuğu gibi, kavgaya giderken direk istersin yanında bunu. fakat yıllarca lugano'yu izlerken ağzının suyu akan fenerbahçelilerin, emre belözoğlu gözlerinden ateş saça saça küfrettiğinde susan fanboyların eleştirilerini taşşağının kılında bile sallamamalıdır. kendisi galatasaraylılar için bir idol değildir, bir kahraman da değildir, bu sene çok yüksek performans sergileyen, agresif ve çirkef bir futbolcudur bu kadar basit. böyle "soqaqq qöpeqi ehueehueheuehueee xdxd" diye gezen embesillere ise emre karaktersizine yaptığı hareketin aynısını hediye ediyorum.

şimdi gelelim şu tüpçü işine;

bu adam beşiktaş başkanı iken de, sonrasında da, şike sürecinde de, geçtiğimiz iki sezon boyunca aziz yıldırım dahil olmak üzere dünyadaki en büyük galatasaray düşmanı olduğunu gösterdi. üstelik bunu yetkisini kullanarak yaptı sağolsun. kupayı karanlıkta vermeler olsun, fatih terim'in galatasaray'dan koparılması olsun. tamam herkes senin ne bok olduğunu biliyor da, "gılıtısırıy binci meloyu kıvsın, bık biz noumayı nısıl gindirdik" şeklindeki açıklamalar nedir amk? federasyonun başına geçtin diye bu ülkenin en büyük camiasını eflak-boğdan'a mı dönüştürdün lan it? neymiş, galatasaray meloyu kovmalıymış. siktir lan ordan.

sonuç olarak, melo doğru olanı yapmıştır. kendisinin basit tabirle ekmeğiyle oynamaya çalışan bu adamın elini sıkmasını gerektiren hiç bir durum yoktu, terbiyesizlik ancak melo eskişehir başkanı mesut hoşcan gibi konu hakkında tarafsız kişilere karşı tepki gösterseydi olurdu, nitekim böyle bir şey de gerçekleşmedi.

götünüzde kalan acıyı başka taraftan çıkarmaya çalışmayın. hadi öpüyorum gıdınızdan.