sevgili günlük

entry196 galeri video1
    155.
  1. (#21912602)dan devam.

    otostop çeke çeke yürüyerek lojmana vardım. durmayan her arabanın arkasından ana avrat küfrederek. eşyalarımı bavula yerleştirip vedalaşmak için dayımların yolunu tuttum. dayımın evi lojmana yakın sayılırdı. eski adıyla ofo hotel son bildiğim adıyla sun tower hotel'in yakınlarında bir yer. neyse yengemle ve kuzenlerimle vedalaşıp kaleiçine doğru yola çıktım tekrardan. önce doğubank durağı karşısında bulut büfe de dönercilik yapan dayıma uğradım.

    oraya neden doğubank dendiğini anlamıyor ve sinir oluyordum içten içe. şehrin göbeğinde paravanla çevrili kocaman boş bir arsa. ne bankası lan ? neden doğubank.

    neyse kaleiçi'ne gelmiştim. 2 bira içmek istiyordum ama ikinciden sonra önümü göremediğimi hatırladım.* * 1 bira 10 tane de midye alıp falezlere attım kendimi. işten ayrıldıktan sonraki gün antakya'ya dönmeyi planlıyordum ama sabredemeyeceğimi biliyordum. geç olmadan alışveriş yapmak için ışıklar caddesine indim.
    baskılı tişörtlerin, damalı pantolonların, nightmare before christmas çantalarının moda olduğu yıllar.

    kendime mor siyah damalı şort.
    aha bunun şort halini düşün. sen karar ver nasıl iğrenç bişey olduğuna http://www.tshirtkrali.co...oducts/pr_01_1318_min.jpg

    kardeşime de emily the strange tişörtü, damalı çanta, nightmare before chirstmas şort, dolum parfüm falan aldım. otogarın yolunu tuttum.

    türkiye' de 10 saat bekleseniz de sıkılmayacağınız ve kendinizi huzursuz hissetmeyeceğiniz tek otogar kesinlikle antalya otogarıdır.

    saat 8 de otogardaydım. güney akdeniz seyahat in gişesini bulup biletimi aldım. otobüs saat 21:00 da. neyse ki çok yoktu. olsa da farketmezdi.
    17 ağustos sabah saat 10 gibi gözümü antakya'da açtım. annemin kalbini kırıp gitmiştim evden. haklıydı kadın. neyse eve gelmiştim. önce bahçede oturup bi sigara yaktım. komşuların "neredeydin ?" , "neler yaptın ?" sorularını savuşturup zili çaldım. annem mutfak balkonundan şarkı söyler gibi seslendi: kiiiimooo. en yaguşuklu oğlun geldi diye seslendim. bebekken bana taktığı lakapla seslenip "sigoooş"* diye sarıldı boynuma. sonunda evdeydim.

    yaz tatillerinde evde kış uykusuna yatan kardeşim "abiiii" diye koştu arka odadan.
    tek başıma altı kişilik bir kahvaltı yaptıktan sonra ee şimdi ne olacak hissi dolmaya başladı içime.

    adıyaman'a gideceğim güne kadar tam olarak hiçbirşey yapmadım. hergün aynı saatte aynı arkadaşın evinin damında aynı arkadaşlarla aynı bakkaldan aldığımız çekirdek ve kolayla sabahlayarak yazı tüketiyorduk.
    bu arada da kayıt işlemleri için gerekli evrakları da peyderpey hazırlamıştım.

    15.04.2014-21:02

    adıyaman'dan devam edecek...
    1 ...