açıkçası avrupaya gitmeden evvel havadan sudan bilgilerle macaristanı bir köy zannediyordum, hatta arkadaşlar gidelim dediğinde falan oğlum ne işimiz var başka yerlere gideriz gibi burun kıvırmıştım.
ancak o kadar şahane bir kent ki sonrasında her ay bir gitme ihtiyacı hissettim. ne zaman fırsatını bulduysam, canım dolaşmak isterse ilk evvel bir budapest'e uğruyordum. estergon kalesi ve tunanın motifleri, o tarihi yapısı, güneşin batışı bi le bir ayrı güzeldi tunadan bakınca.
bir de gidecek olanlara tavsiye, gidin bi geyik eti yiyin arkadaşlar. yok böyle bir lezzet.