bugün

kırım

Türkiye ve Türklük için önemi basitçe soydaşlık bilinci veyahut da jeopolitik önemiyle sınırlı olmayan Türklüğün en önemli merkezlerinden biridir. Basitçe ve birkaç örnekle anlatalım.

19.yy'ın son çeyreği, Kırımlı bir aydın olan Gaspıralı ismail "Kadınlar ülkesi" isimli ütopyayı yazar. Eşi Şefika Gaspıralı tüm Türk dünyasındaki kadın hareketlerinde başı çekmektedir. Halbuki bugün Kırım'ı umursamayanları veyahut da Rusya'nın olması gerektiğini savunan yurdum insanlarının okumuşlarına "Kadınlar ülkesi" denince aklına Gaspıralı'nın yazdığından onlarca yıl sonra yazılmış, Şefika Gaspıralı'nın kadın hareketlerinden onlarca yıl sonra ortaya çıkmış Batılı birinin yazdığı ütopya akıllarına gelir

Kırım'da doğan bu aydınlık birkaç on yıl sonra Numan Çelebi Cihan önderliğinde kurulan Kırım Cumhuriyetiyle Kadınların Seçme ve seçilme hakkını almasıyla sonuçlanır. Malesef ki bu Cumhuriyet 1918 yılında Lenin tarafından yıkılır bu Cumhuriyetin önde gelen aydınları da şehit edilir.

ikinci Dünya savaşının öncesi, Stalin yönetimindeki sovyetler Kırım'a Şose (yol) yapımına başlar. Şose yapmadan yaptıkları ilk iş şantiyeye pencereleri olmayan taş duvarlı bir bina yapmaktır (Gürzuf yakınları). Bu binayı gören Kırımlı Türkler şaşkınlıkla bakakalır, "Penceresiz bina mı olur ki ?", "Nasıl bir binadır bu?" o Kırımlı Türk köylülerine Rus şehirlerini görmüş Türkler yanıt verir "Türme o bina Türme!", Türme demek hapishane demektir, Kırımlı Türkler hapishanenin ne olduğunu bile bilmez, akılları almaz "burada kim, neden tutsak edilir" diye sorarlar. Suçun ve suçlunun olmadığı bir toplumda çok gariplerine gider. Lakin birçoğu şosede köle gibi çalışmayı kabullenmedikleri için, Tarlalarını sürecekleri öküzleri şose için vermek istemediklerinden O "Türmeyi" boylar. Sonrasında ise daha yoğun bir şekilde gelen, her türlü işkenceyi çektikleri yıllar ve sürgün-soykırım.

Bütün bu sürgün, soykırım'a rağmen ikinci dünya savaşının en dehşetli taraflarına şahit olmuş Cengiz dağcı gibi yüreğindeki insan sevgisini kalemine yansıtan bir Romancı çıkartırlar içlerinden. Onun insan sevgisi her Kırımlı gibi o kadar yüksektir ki kendilerine işkencenin en büyüğünü yapan Ruslara bile "Onlar da insandı" der. Kırımlıda Cengiz Dağcıyla edebi hayatta vücut bulmuş insan sevgisi, insanlık ideali yıllar sonra Mandela'dan, Gandi'den aşağı kalır tarafı olmayan hatta birçok noktada onlardan üstün olan Abdülcemil Kırımoğluyla insan hakları mücadelesi olarak ortaya çıkar.

Bu zamana kadar yazdığım "aydınlık" da esasında doğrudan Türkiye'yi etkilemiştir ama daha somut ve yakın zamandaki Kırımlılarla bu aydınlığı daha fazla örnekleyelim. Rahmetli Şehit Necip Hablemitoğlu'nun memleketidir KIRIM, Türkiye cumhuriyetini her türlü güdümlü gericilikten ve bölücülükten, batıdan ve Rustan koruma yolunda Şehit olan Necip Hablemitoğlu'nun. Belki kimi hareketlerini sevmesek de varlığına memnun olduğumuz bilgisine imrendiğimiz büyük Saygı duyduğumuz ilber Ortaylı'nın memleketidir Kırım. ilber Hoca kadar populer bir figür olmasa da ilber Hoca'dan bile daha bilgili Halil inalcık hocamızın memleketidir.

Ve hepsinden, her şeyden daha önemlisi Kırım demek Türkçe demektir. Bugün Türkçemizin güzelliklerinden olabildiğince Arap-Fars etkisi olmadan yararlanabiliyorsak yani kendimiz olabilmemiz için özümüze sahip çıkabilmemiz için bir şansımız varsa Kırım'ın aydınları sayesindedir.

Esasında Kırım için binlerce sayfalık yazı yazılır da bu yazı bile kimilerine uzun gelmişken bu ortamda pek de lüzumu yok.

Bu yazdıklarım yüzündendir ki Kırım ne zaman Türk dünyasında olumlu etki yaratsa tepesine binen Rus zulmünü engellemek Türklüğün, Avrasya insanlarının, bütün Müslümanların gerekliliğidir. Çünkü Kırım olmasa bu coğrafyadaki güzelliklerin, ilerlemenin birçoğu olmazdı.