kuran ı hz muhammed in yazmış olma ihtimali

entry215 galeri
    125.
  1. ateistler tarafından sıkça dile getirilen ve hiçbir tarihi dayanağı bulunmayan insanları sözde sorgulama kisvesi altında şüpheciliğe düşürdükleri saçma iddaadır.gerek oryantalist yazarlar gerekse islam alimleri tarafından hayatının tüm ayrıntısının bilindiği bir insanın bir din oluşturduğu sırada açık vermemesi mümkün değildir.hatta çevresindeki tüm insanlar tarafından gözetim altındayken ve en ufak bir yanlışı aranırken.sıkça dile getirilen iddaalar ve tutarsızlıklara bakalım

    1.iddaa:mekke'de bulunan yahudi ve hristiyanlar

    hiçbir kaynakta mekke'de yahudi veya hristiyan bir grubun olduğu bildirilmemiştir.ticaret için gelip gidenler varsa da bu gelenlerin dili yabancı idi ve yanlarında kaynaklık edilebilecek bir şey yoktu.böyle bir durumun varlığından gelecek ilk tepki müşriklerdendi.fakat onlar belirli bir ayetin kopyalandığını söylemeyip "şair,büyücü,deli" gibi genel ithamlarda bulunuyorlardı.tüm olasılıklar için söyle de bir paradoks vardır.müslüman ve müslüman olmama durumu.bu ve diğer iddaalarda belirtilen kişiler müslümansalar neden yardım ettikleri bir adamın olmayana dinine iman etmişlerdir.eğer müslüman değillerse neden mekkeli müşriklerle herhangi bir ittifakları olmadı ve ortaya çıkarmadılar.ayrıca kuran'ın üzerine yazıldığı materyaller dikkate alınırsa(develerin kürek kemiği, hurma yaprakları, kil tabletleri, ve hayvan derileri) o dönemde okuma yazmanın veya kaynaklık edecek bir belgenin bulunmadığı rahatlıkla görülür.eğer hz. yeygamber yazılmış hristiyan ve yahudi kaynaklarına ulaştıysa buna mekkeli müşriklerde ulaşabilir ve itirazlarını ona göre yapabilirlerdi. buna bir de tevrat ve incil’e muhalif, zıt bir çok ayetin kur’an’da olduğunu da ekleyecek olursak müşrikler ile hıristiyan- yahudi ittifakı kaçınılmaz olurdu.bu insanlar saf mı da kendi kutsal kitaplarından alıntı yapan bir adamı dikkate alıp savaşıyorlar? ayrıca yahudi kaynaklarına hakim biri olan abdullah bin selam'ın sonradan müslüman olması bu iddaaları zayıf bırakmaktadır.

    2.iddaa:mekke dışındaki temaslar

    hz.muhammed'in mekke dışına seyahatlerinin olduğu belirtilmiştir.fakat bu seyahatler sonucunda herhangi bir etkilenme yaşadığına dair bir kanıt yoktur.ve yapılan seyahatlerinin mekkelilerle olduğu düşünülürse olası bir esinlenme durumunda peygamberlik iddaası(!) ile çıktığı gün önüne ilk konulacak şeylerden birisidir.

    3.idda:rahip bahira

    rivayetlere göre hz.muhammed 9 veya 12 yaşında iken amcası ebu talip'in yanında yola çıkar.ve kervan bugünkü şam bölgesinde busra'ya varır.orada manastırda yaşayan rahip bahira adında bir din adamı hz.muhammed'in peygamberlik mührünün olduğunu görerek onun son peygamber olduğunu söylemiştir.amcası ebu talip'e yeğenini yahudilerden sakınmasını ve mekke'ye geri götürmesini istedi(ibn-i saad tabakat, taberi:tarih).varolan iddaanın kökeni de burasıdır.hz.muhhamed'in sonralardan rahip bahirayla görüştüğü ve kutsal kitapları öğrendiği iddaa edilir.peygamber o karşılaşmadan sonra bir defa ticarete çıkmıştır ve onda da bahira ile karşılaşmamıştır.bunda tüm siyerciler ittfaktadır.ayrıca rahip bahira'nın yaşının hz.muhammed 40 yaşına gelene kadar ne kadar fazla olacağı tahmin edilebilir.ve ilk iddaadaki paradoks burada da geçerlidir.

    4.iddaa:varaka bin nevfel

    en çok dile dolananan iddaalardan birisidir.düşünün birisi size bir şeyler öğretiyor bir nevi yetiştiriyor.yıllar sonra o kişiden aldığınız öğretileri o adama geri satıyorsunuz ve o insan sizin dediklerinize ilk defa duymuşçasına inanıyor.varaka'nın durumu da aynı bu şekildedir.varaka hz.muhammed'e öğretmenlik ettiyse neden ilk vahiyden sonra yanına gidildiğinde hz.muhhammed'e iman etmiştir.bu iddaayı öne sürenler bunu da açıklamak zorundadır.sizden yaşça küçük bir insan size yeni bir dinle geldiğini söylüyor ilk uyanmanız gereken sizken kayıtsız şekilde iman ediyorsunuz.oldukça garip.varaka ve hz.muhammed'in yakın ilişkilerine yönelik-neredeyse rum köleyi kaynak teşkil eden müşriklerden- hiçbir eleştiri getirilmemiştir.

    5.iddaa:hanifler öğretiyor..

    hanifler hz.muhammed döneminde mekke'de neredeyse parmakla sayılacak kadar az olan allah'a inanan ve o dönemki hristiyanlık ve yahudiliğe meyleden kesimdir.kaynak teşkili durumda neden bunlardan bir itiraz gelmemiştir? neden"muhammed her şeyi bizden öğrenmiştir inanmayın" yerine savaşı tercih etmiştir.ayrıca böyle bir durumda ilk gelecek itirazlardan birisi de ümeyye b.salt tarafından olacaktır.çünkü kendisi bizzat peygamber olmak istemiştir.nasıl ümmi bir insan başka bir kitaptan kopyaladığı bilgileri kopyalanan kitabın esas sahiplerine karşı savunabilir ve iman ettirebilir. (bkz: necran hristiyanları)

    6.iddaa:ümeyye bin salt

    dönemin taifli şairidir.içki ve puttan uzak duran rahip elbisesi giyen şam ve bahreyne'e gidip gelen birisidir.yeni bir dini alır almaz mekke'ye dönmüş ve hz.muhammed'den kur'anı dinlediği zaman "kuşkusuz o hak üzeredir" cevabını vermiştir.şam'a geri gitmiştir ve müslümanlığını ilan etmek için mekke'ye döndüğünde dayısının 2 oğlu'nun bedir'de kafir olarak öldüğünü öğrenmesi üzerine taif'te yaşamıştır(zarikli alam, “ümeyye b. bissalt” maddesi).ümeyye'nin şiirlerinde cennet cehennem tasvirlerinin olması ve iyi bir şair olması kaynaklık teşkil ettiğini göstermez.gösterirse paradoks ortaya çıkar.kendi şiirlerinden çalıntı yaptığını düşünen bir insana neden "kuşkusuz hak üzeresin" cevabını versin.

    7.iddaa:bir köle öğretiyor..

    mekkeliler ismi net olarak bilinmeyen hristiyan bir köle ve diğer rivayette isimlerinin cebra ve yesar olduğunu öne sürülen iki rum kılıç ustasının yardımcı olduğunu söylemişlerdir.

    muhakkak biliyoruz ki onlar: “mutlaka onu bir insan öğretiyor!” da diyorlar. haktan saparak isnatta bulunmak istedikleri kimsenin dili yabancıdır; bu kur’an ise gayet açık bir arapça’dır” (nahl, 103)

    ayetten ve tarihi kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla bu kişiler ya köle ya da rum idiler.arapçayı iyi bilmeleri gibi imkan yoktur.kur'an ilk indiğinde dönemin şairleri bile çaresiz kalmıştır.bu şahıslar öğretme durumunda neden tüm hayatı sürgün şeklinde geçen bir insanın peşinden gitsinler de hiçbir açık vermesinler? amaç ticariyse mekkelilerle ittifak durumunda daha fazlasına sahip olabilirlerdi.

    ayrıca peygamberin vahyin geldiği sıradaki tepkilerinin vahyin planlanmamış bir olay olmadığı sonucunu da çıkaramaz mıyız?
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük