bugün

sözlük yazarlarının itirafları

* adres soran kişiye adresi tam tarif edemiyorsam, eğer mesafe yürüme mesafesindeyse onunla beraber yürüyüp götürüyorum. 'tarif edemedim çünkü geriz ekalıyım' diyemediğim için 'yolumun üstüydü' gibi bahaneler uyduruyorum. bilmiyorum demek vicdanıma sığmıyor biliyorsam eğer.

* okul hayatım boyunca çektiğim kopyanın öğretmen tarafından 'aynısını yazmış' denilerek anlaşılmaması için arkadaşımın kağıdındaki cümleleri kelimelerin yerlerini değiştire değiştire yazdığımdan dolayı muazzam bir devrik cümle kurabilmek kabiliyetim var benim.

* burası için çok samimi ortam diyorlar bazıları uludağ sözlük başlığında. samimiyeti kendiniz belirlersiniz cankuşlar. benim anladığım; kadın yazarlar için sözlük ortamının samimi olması ilgi gösterecek abaza erkeklerin bol olmasından, erkek yazarlar içinse yüz veren kadın yazarların olmasından ibaret.

* geçen günlerde, sabah işten çıkıp eve gittiğimde uykudan önce bi tv kanalları gezeyim derken atv'deki müge anlı'nın programına denk geldim. 12 yaşındaki bi kız çocuğunu kaçırmış insan kılığına girmiş bi yaratık. kızın yaşından konuşurlarken sanırım kaçıran kişiyle bi kan bağı olan ve muhtemelen kaçıran kişiyi savunmaya çalışan oradaki biri "on iki değil, kaçtıklarından bir ay sonra on üç oldu o kız" minvalinde bi şeyler söyledi. televizyonu kapatıp yatağıma giderken tekrar sorguladım insanlar için göreceli olan kavramları. sonra uyudum hiçbir rüya görmemek umuduyla.

* hiçbir zaman deli holigan olmadım. tuttuğum takımın galibiyetiyle sevindim mağlubiyetiyle üzüldüm ama zamanında sadce alex'in gitmesiyle dolu dolu olan gözlerimden yaşlar süzüldü onu uğurlarken. düzenli olarak youtube'ta videolarını izlerim. zamanında söylediklerini okuyarak nasıl büyük bi adam olduğunu tekrar tekrar hatırlatırım kendime. biz adam kaybettik bir egonun tatmini uğruna. çok az kişi farkında bunun.

* çok arkadaşı olan, elinden geldiğince her türlü sosyal aktivitede yer alan her daim mutlu ve her yaşadığında zevk alan insanlarla bi yakınlık kuramıyorum. tanıdıkça ister istemez uzaklaşıyorum. korkuyorum sanırım.

* kendimde beğendiğim tek şey sanırım müzik konusundaki zevkim. işin yorgunluğunu stresini atmak için önceden bi şarkı listesi yapıyorum. şu anki listemin başına bu parçayı oturttum. beni bekliyor. http://www.youtube.com/watch?v=luM6oeCM7Yw

* insanları elimden geldiğince analiz ediyorum ve bazı hareketlerinden yaptığım çıkarımlarda ilerleyen zamanlarda haklılık payım olduğunu görünce tuhaf bir zevk alıyorum.

* internette sansür yasası meclisten geçmiş. çok detaylı takip edemedim gündemi bi süredir ancak bize zaten zamanında msn messenger'da uygulanmıştı baskı ve sansür "bu kadar sık titreşim gönderemezsin" uyarısıyla. biz biliriz biiiiiz...

* şu sıralar kendimi aşağı atlamak için çıktığı bar tuvaletinin penceresinde sıkışıp kalmış hande ataizi gibi hissediyorum.

neyse, uzatmayacağım.