Bir ulusun yıllardan beri süren kültürel ögelerinin saf dışı edilerek yerine ithal değerler konulmasıdır. Elbette kültür bir kaynaktır. Aynen kalmaz, zaman içinde dönüşüme uğrar. Ama bu dönüşüm kültürel altyapıyı bozmadan, yeniden inşa ederek gerçekleştirilir. Bir geleneği sadece tekrar eden ulus, sanatta da diğer alanlarda da üretken olamaz. Onu geliştirir, gerekirse modern batılı anlayışla birleştirir ve sentez oluşturur. Burada tartışılması gereken dayatılan kültürün yerini alan değerlerdir. Çünkü aşılanan değerler apayrı bir platformda değildir. Toplumu bir yerden bir yere götürecek olan unsurların yerine geçmektedir. Kitap okumak yerine televizyonda magazin programı izlemek bunun bir örneğidir. Üniversite öğrencilerinin okuduğu alanla ilgili kitaplardan bile habersiz oluşu gibi. Genç insanların her şeye küçümseyici bir tavırla yaklaşması, bilginin gücünün farkında olmaması gibi. Bütün bunlar bir ulus için tehlikedir. Türkiye de bu tehdit altındadır. Tüm bunlar varken yozlaşma yoktur demek büyük bir hata olacaktır.
Belki amerika'yı katamayız ama Batılı ülkelerde kültürel öğeler yerleşmiştir. Klasik eserlerin insanlar tarafından bilindiği, okunduğu bir gerçektir. Bir ingiliz "Alice Harikalar Diyarında"yı bilir. Toplumsal mesajını az çok idrak etmiştir. Ama bugün bir Türk'e malesef kendi klasiğini kabul ettiremezsin. Saçma bulur, önemsemez. Yozlaşmanın boyutları buralara ulaşmıştır. Amerikan toplumunun geçmişi koloniye dayandığından büyük bir kültür mirasları yoktur zaten. Herkes kendi kültürünü yaşamış ve karma bir kültür oluşturmuştur. Yozlaşmaya zaten açıktır. Dolayısıyla kendileri büyük oranda kendilerini yozlaştırıyorlar. Biz ise aynı değiliz.