büyük bir şehirde yerleşim yerlerinden onlarca km uzakta koca bir kampüs inşa edip rezillik yaşayacağına (bkz: sabancı üniversitesi), (bkz: başkent üniversitesi) şehir içinde farklı yerlere her fakültenin ayrı ayrı yerleştiği kampüsler yaparak imajını korumuştur. bir de şu var ki, dokuz eylül üniversitesi'nin birçok fakültesi ege bölgesinin ve hatta türkiye'nin ilk yüksek öğretim kurumlarındandır. bu kurumları yerleşik oldukları yerden söküp dağ başında bir kampüse toplama fikri akıllıca değildir elbette. ayrı fakültelerde okuyan insanların bir diğer fakülteye gitmek gibi bir zorunlulukları da olmadığı için bir problem yoktur ortada.
ancak yine dokuz eylül üniversitesi'nin de yakın zamanda benzer bir çalışması olmuş, tınaztepe adlı yere koca bir kampüs kurmuş, mühendislik bölümlerinin bir kısmı ile, işletme fakültesi, deniz işletmeciliği m.y.o gibi kurumları buraya taşımıştır. başta iktisat fakültesi (iibf'dir aslında), tıp fakültesi ve eğitim fakültesi'nin tınaztepe'ye taşınmak yerine kendi kampüslerinde kalma isteği göz önüne alınırsa yukarıda anlatılanların sebebi anlaşılabilir.