Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın sürekli dile getirdiği ama anlamını bilmediği kavram.
Milli irade kavramının babası J. J. Rousseau'dur. Rousseau'ya göre milli irade yalnızca devletin kuruluşunda tam bir uyuşma içinde var olabilir. Buna göre sonradan bu iradeyi oluşturanlardan birinin dahi bu iradenin dışına çıkması, artık milli iradenin bulunmadığını gösterecek ve yeni bir milli irade oluşturulmaya çalışılacaktır. Milli irade kavramı tam bir fikir birliği ister. En ufak bir aykırı düşünce milli iradenin olmadığını gösterir. rousseau'nun milli irade hakkındaki detaylı görüşleri ve nasıl ortaya çıktığını merak ediyorsanız, toplum sözleşmesi kitabına bir kez olsun bakmalısınız.
Duguit ise günümüzde toplumsal zihinde oluşan milli irade kavramını eleştirir. Ona göre günümüzde milli irade kavramı sadece politik kudreti eline alanlar yönüyle irdelenmektedir.
Günümüzde milli iradenin temsilinin somut yansıması sadece ve sadece anayasalardır. Kabine üyeleri, hatta ve hatta meclisin kendisi dahi milli iradenin temsilini tam olarak yansıtamaz.
Uğur Mumcu söz meclisten içeri kitabında politikacıların "milli irade" kavramını neden diline doladıklarını şöyle dile getirir:
"Günlük dilde milli irade olarak adlandırılan seçim sonuçlarını, seçim sistemleri açısından değerlendirdiğimizde, bu milli iradenin, bir önceki parlamentonun belirlediği seçim yasasına göre değişik sonuçlar verdiğini görürsünüz. Öyleyse bunlardan hangisi milli irade, hangisi değildir? Buna yanıt bulmak gerekir.
Hukuk alanında olduğu gibi, siyasal konularda da soyut ve genel kavramlarla konuşmak insanların kolayına gelir. Söz gelişi milli irade deyince, bu tılsımlı sözün yaratacağı yankılarla çok bilimsel konuştuğumuzu sanırız. Bunun gibi, egemenlik deyince; hükümetin, bakanlıkların, meclislerin manevi şahsiyetleri deyince olup bitenleri, hükümetleri, bakanlıkları, meclisleri oluşturan kişilerden soyutlayarak, konuları, bir çeşit metafizik bulutlar içine sokarız. Bunu yaptık mı, gerisi kolay; bundan sonra kim milli iradeye karşı çıkabilir, kim egemenlik kavramını eleştirebilir, kim manevi şahsiyet kavramının dokunulmazlık zırhını deler!" (Uğur Mumcu, Söz meclisten içeri, s.1)
Hukuki ve demokrasi altındaki kavramları eğip bükmeye pek meraklı bir milletiz. Bu kavramların neden okullarda öğretilmediği ise ayrı bir konu. Her "milli irade" diye tutturana inanmak gerekmeyeceği gibi, bu kavramları çıkış noktasından günümüze geliş aşamasına kadar çocuklara yavaş yavaş öğretmek ve benimsemesini sağlamak en iyi yol olacaktır.